Bir Edi noksandı...

A -
A +

Spor gazeteciliği sizlere ömür... Bu meslek bitmiş... Bu meslek, ayaklar altına alınıp paspas yapılmış, kimsenin umurunda değil... Bu meslek, onun bunun oyuncağı olmuş, ağlayanı yok... Bu meslek, dünyadaki en kolay meslekler sıralamasında "1" numaraya yerleşmiş sevineni yok... Bu meslek, musalla taşına yatırılmış, cenazeyi kaldıracak, bir fatiha okuyacak seveni kalmamışlığın zavallığı içinde... Neden, niçin ve niye ?  Bir avuç kalmış neferinin de, cephanesi bitmek üzere... Süngüyle, atom bombasının üzerine gidecek halleri de yok ki... Etraf dört bir yandan sarılmış... Futbolcusu, meyhanecisi, balıkçısı, sebzecisi gelmiş kalelerimizi içten fethetmiş... Yenileri de sırada... Bunlar yetmiyor gibi, bir de içimizdeki casuslar da, para için her türlü satışı kolaylaştırıyor... Belli kişilere hizmet aşkıyla yazı yazanlara taktim edilen "Zarflar - çekler" ve başka avantalar... İnsanın böylesine kalem satışlarına alet olması çok acı... "Sahibinin sesleri" bir çığ gibi büyürken, bu mesleğin haysiyetini korumaya çalışanlar da, bir bir tasviye ediliyor... Meydan birilerine kaldı bu âlemde... Karın tokluğuna mürekkep yutanlar tarih oluyor... Gidiyor bu meslek, peşine takmış garibanlarıyla, gidiyor...  Televizyonların etkinliği, günümüz koşullarında malum... Ne yazık ki "Ak"a, "Kara" deseler bile onların borusu ötüyor... Beşiktaş'ın başkan seçiminde en taze örneğini gördük... Serdar Bilgili, iki televizyon kanalının lojistik desteği ile, Hasan Arat'a fark attı... Tabii, hesap kitap devrinde, bunların olması normal... Ama tarafsızlık ilkesi diye, basının en büyük bayrağı gönderden yere indirilmişse, bu basın işi değil, rant işi olmuştur... Eskiden, bir kimse, övgü yazdırabilmek için gazetecinin yanına yaklaşamazdı... Şimdi ise güdümlü olarak ilan karşılığı bile "Altın yaldızlı" destek sağlanıyor... Futbol Federasyonumuz da, kendi istediği başkanların seçilmesi için çalışma içine girmedi mi ? Televizyon ve bazı basın organlarındaki kalemlerin "Özel zarflı istek" doğrultusunda coşması, günümüzde tuhaf gelmiyor insana... "Ver bana, vereyim sana, gül bana, güleyim sana"  Yılların Ali Sami Alkış'ına, dünkü Gültekin dil uzatabiliyor artık... Spor programlarını, kayıkçı kavgasına dönüştüren, yeni spor ulemaları yetiştiren, yılların emekçilerini, yoldan geçerken spor yazarı yapılmışlara ezdirenlere yazıklar olsun... En son BBG evinin 150 milyarını götüren, kavgacı, konuşma özürlü ve de tribün amigosu Edi'yi başımızın üzerine oturtan yine biz değil miyiz ? Adamı lütfen bir dinleyin... Spor kültürü, spor birikimi yok... Beyefendinin tek amacı, varsa yoksa F.Bahçe'ye lâf söyletmemek... Ona mı düştü, koca F.Bahçe'yi savunmak ? HaberTürk gibi bir ciddi kanalın, spor basınına hediye ettiği (!) bu son bombayı lütfen bir defa izleyin... Zavallı mesleğimizin ne hallere geldiğini görecek, kafanızı duvarlara vuracaksınız... Edi, aramıza hoş geldin !  Erol Yaşar gibi öbür dünyaya işsiz göçen gazetecilerin kemiklerini hâlâ daha sızlatmaya devam ediyoruz... Ortalıkta kapı kapı dolaşan ve hep yüzlerine kapanan ümitlerin ezikliği içinde, bu mesleğin "Kelaynak" kuşları gibi, nesli tükenmekte olan gerçek emekçilerini, bir defa daha saygı ile selâmlıyoruz... Onlar, çektikleri acıların büyüklüğü altında, birilerinin işgal ettiği bu mesleğin savunucusu olamadı ve sonunda gazi oldular... Onlar, Edi'lerin, onlar bu mesleği basamak yapanların, onlar hatır gönülle içimize sokulanların kurşunlarıyla delik deşik... Onlar, sevdikleri, destek verdikleri, bu mesleğin bir avuç gerçek emekçilerinin mücadelesini, korkulu gözlerle izliyor... Onlar, bir gün "Hep beraber" umutsuzluk denizinde kaybolmak için, o bir avuç sevenini bekliyor...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.