İstanbul'un derdi sanki yetmiyordu... Şimdi bir belaya daha bulaştı... İftar vakti trafikte kapana sıkışan bir şehirde, yakında kapımızın önünden adım atamaz hale gelirsek, hiç şaşmayın... Belediye otobüs yetersizliği, hızlı tramvayın belli kesimlere hizmeti, bu İstanbul'u nasıl kurtaracak bakalım... AB'ye girmek için çırpınırken, bu birliğin yasakladığı minibüsçüler de yakında vatandaşa hizmet edemeyecek... İstanbul'un eli kolu, birilerinin üstün gayretleri ve menfaaatleri sonucunda, kördüğüm olmaya hazırdır... 12 milyon kişi, yeni eziyetler çekmeye hazır olsun... Yer seçimi ile baştan hata yapılan Olimpiyat Stadı'nı kurtarma operasyonları tüm hızıyla değil, kaplumbağa hızıyla göstermelik sürüyor... 150 milyon dolar harcanan, gerçekten muhteşem stad, ne yaparsak yapalım çürümeye mahkûm edilmiştir... Orada, boyunun ölçüsünü alan vatandaş, bir daha bu stadın yolunu kolay kolay aklının ucundan geçirmez... Türk milletinin dahi (!) plânsızlığı sayesinde 150 milyon dolarlık stad çöplüğü, odak noktası olmaktan yakında kurtulacak... Çünkü gözler, bu defa İstanbul'un en sakin semti Kurtköy'e çevrilecek... Antalya ve İzmir'in de aday olduğu Formula-1 yarışları ne yazık ki (!) İstanbul'a verildi... Hava kirliliğinin insanları boğduğu, ulaşımın psikolojik depresyonlara yol açtığı, günde binlerce kişinin çantasını kaptırdığı, yüzlerce keyfi trafik kazasının yapıldığı İstanbul, Formula-1 gibi müthiş bir organizasyona ev sahipliği yapacak... Sanki bu şehrin derdi çok azdı... Sanki, Anadolu'dan ipini koparanın gelip, yarısının aç dolaştığı bu şehir, şimdi dünyanın en büyük yarışı için yüzbinlerce turist ağırlayacak... Güldürmeyin insanı Allah aşkına.... Dünyanın hiç bir büyük şehrinde tek örneği yok bunun... Sabah ve akşam saatlerinde Boğaz Köprüleri'nden şöyle keyfine, salına salına geçen kaç otomobil vardır? Otobüs duraklarında, kuyrukta beklerken iki ezanı peşi sıra duyan sabırlı insanlar ulaşım, pazar yerlerinde akşamları artık toplayan açlar aş, banka önlerindeki emekliler maaş kuyruklarında ömür tüketirken, şimdi, bir lüks sevdanın içine balıklama atlıyoruz... Birileri rant sevdaları için, tüm imkânları seferber ederek, onbinlerce cepleri dolar dolu yarış meraklısının İstanbul'a akın edeceğini düşünüp, ağız şapırdadıyor... Formula-1 deyip geçmeyin... Bu organizasyonu, dünyada 200 ülkede 1 milyar kişi televizyondan izliyor... Formula-1'in sadece televizyon geliri 5 milyar dolar... Reklâm pastası ise 1 milyar dolar civarında... Türkiye, bu yarışlar sayesinde, yılda 250 milyon dolarlık bir gelir sağlayacak... Görüldüğü gibi pasta leziz, pasta iştah kabartıyor, pasta yutulmak için bekliyor... İstanbul'da turistik yatak kapasitesi 60 bin kişi civarında... Bu sayı Formula-1'e aday olan Antalya'da 250, İzmir'de 100 bin... Formula-1 Organizasyonu (FAO) Başkanı Bernie Ecclestone, İstanbul için karar verirken, İngilizler'in "Sir" unvanlı şarkıcısı ve arkadaşı Elton John'un İzmir ricasını bile bile kırdı... Şimdi Kurtköy ve civarındaki arsa spekülasyonu tüm hızıyla devam ediyor... Bu bölgedeki gecekondular bile iştahla el ovuşturuyor... 7 yıllık bir anlaşma sağlanan Formula-1 için , Türkiye Otomobil ve Motor Sporları Federasyonu (TOMSFED) bu işin altından kalkılacağına inanmış bir kere... Ama nasıl kalkılacak, o belli değil... Trafiği bu nüfusla kördüğüm olmuş İstanbul, boyundan büyük işe kalkışıyor... Dünyaya rezil olmak da var, bu işten kaymak yemek de... Ama o kaymağı yiyecekler için, bir koca plânsız şehir kurban ediliyor... M.Schumacher, Baricchello, Raikkonen, Montoya, Sato, 2005 yılında Kurtköy pistinde yarışmak için hazır... Ama sadece "Aldık, gerisi kolay" diyenler, dileriz dünyaya bizi güldürmezler... Çünkü bunca büyük dertler baskısındaki İstanbul'u, bir de Formula-1 yarışlarında kurban vermeyelim...