Bir "Yıldız" kaydı

A -
A +

Sivasspor'un ligde ve kupada doludizgin gitmesindeki, en büyük jokey, Bülent Uygun, yıldızlar topluluğunu değil, Anadolu futbol kostümüne en uygun kumaşı üreten bir dokuma ustası gibi, işini severek yapan, genç neslin hoca temsilcisi... Ara transferde, Mehmet Yıldız'ı G.Saray'a pazarlayanların arasında, onun da adı ilk sıralarda geçti... "Neden satmayalım ki" diye konuşup "Elimde, Mehmet'in yerini dolduracak alternatifler var" diyerek, başkanına, Mehmet Yıldız'ın transferi için yeşil ışık yaktı... Çünkü Sivasspor'un kasasına yüklü bir para girecekti... Üstelik başta Ümit Karan olmak üzere, birkaç futbolcuyu da takasta, renklerine bağlamak istiyordu Uygun... *** Ama Sivas taraftarı kadar, medyanın da bir kısmı, şampiyonluğa giden bir takımın, en golcü futbolcusunu gözden çıkarmasını kabullenemedi... Bu yüzden Bülent Uygun, büyük eleştirilerle, bombardımana tutuldu... Ve o günden sonra, kafası G.Saray'a transfer olmakla bulanan Mehmet Yıldız'ın futbolunda büyük düşüş başladı birden... Türkiye'nin en fazla ofsayda düşen; vücudunun kuvvet dengesini, rakibi deprem gibi sallamakta iyi kullanan o Yıldız, şimdi Sivasspor'un en formsuz, en gamsız futbolcusu... Onun kafasını karıştıranlar ve para için ellerini ovuşturanlara hayırlı olsun! Mehmet Yıldız'ı en verimli çağında elbirliği ile yok ettiniz... Alışverişin zamanını hesaplayamazsanız, zararınız büyük olur işte... Ne demişler; "Aba zamanı yaba, yaba zamanı aba alınır..." Yıldırım'ın mantalitesi Bundan önceki tüm seçimlerde "Eğer aday varsa, aylar önceden ortaya çıksın ve projelerini açıklasın... Ama kimse laf olsun diye de başkanlığa aday olmasın" diyen Yıldırım, bu taktikle seçime hep tek girmeyi başarmış bir kişidir... Ama yaklaşan seçim öncesi, bu defa ortalık hiç de eski sakinlikte geçeceğe benzemiyor... Şadan Kalkavan, Saadettin Saran gibi isimlerin başkanlık için nabız yokladıkları şu günlerde, Yıldırım'ın yine siniri tepesine çıktı... Üstelik eski yönetici Tahir Kıran ve Hakan Bilal Kutlualp'in eleştiri yağmuruna tuttuğu ve Yıldırım'ın tüm baskılarına karşı boyun eğmemeleri, önümüzdeki F.Bahçe başkanlık seçimlerinin renkli ve çekişmeli geçeceğinin habercisi olmuştur... Bu arada, Yıldırım'ın bu sezonki, Güiza, Emre, Josico gibi transfer yanlışlıklarının her şeye rağmen arkasında durması, savunması ama görüldüğü kadar bu isimlerin F.Bahçe'ye bir artı kazandırmaması, Yıldırım'ı zor durumda bırakan sebeplerden birisi... Üstelik 70 yaşındaki bir hocaya sunulan euro milyonerliği, F.Bahçe'yi şampiyon yapmış ama kovulmuş Zico'ya layık görülmezken, hoca değişikliğinin sarı-lacivertli takıma hiçbir şey kazandırmaması, Yıldırım'ın seçimde elini zayıflatan boş kartlar olarak rakiplerinin kozu olmuştur... HHH Aurelio'nun gidişindeki yanlışlık, Carlos, Alex, Emre'ye sunulan uçuk paraların büyüklüğü, bunun yanında Gökhan Gönül gibi savaşan askerlerin parasal yönden, bu isimler karşısında silik kalmaları, F.Bahçe'deki dengelerin alt üst olmasının ve başarıdaki "takım anlayışının" kaybolmasının bir örneğidir... Her sabah, güvercinlerine takla attıran Başkan Yıldırım, şimdi kendisine takla attırmaya kalkışan muhtemel başkan adaylarının salvosu karşısındaki moral bozukluğunu, takıma da bulaştırmış ve bundan en büyük zararı da taraftar görmüştür... Artık Aziz Yıldırım için, tesisçilik ve Fenerium mağazalar zincirinin avantajı bitmiş, onların geçmişte kaldığını düşünenlerin kızgınlıkları ve protestoları ortaya çıkmıştır... O tribünler, tek adamlık dönemin sona ermesini, bitmezse mutlaka değişmesini arzu etmektedir... Aziz Yıldırım'ın, o eski freni, bu defa tutar mı bilemeyiz... Bildiğimiz tek şey, sağlığını, ailesini bahane ederek, geçmiş başarıları görmezliğe gelenlerin karşısına çıkmayacak bir Aziz Yıldırım'ı, görür gibi olmamızdır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.