Dün gece G.Birliği karşısında seyrettiğimiz Beşiktaş'ı ve ona eşlik eden Ankara ekibini ayrı bir köşeye koymakta yarar var... Bu kadar yardımlaşan, ayağa pas yapan, organize hücum varyasyonlarına imza atan iki takımı seyretmek için, ligin 29. haftasını beklemek zorunda kaldık ne yazık ki... Tabii bunda önce, futbolu çirkinleştirmeyen G.Birliği'nin payının büyüklüğünü de unutmamak lazım... Üstelik Ankara ekibi, Orhan Şam ve Hurşut gibi iki klas isminin yokluğuna rağmen, Beşiktaş'a oyunun her dakikasında diklenerek ve futbola sürat katarak, İnönü'ye gelenlerin gözlerinin pasını sildi... *** Nihat'ın çok uzun bir zaman sonra ilk on birde sahaya çıktığı Beşiktaş'ta, Quaresma ve Guti'nin yokluğunu kimse fazla hissetmedi... Ernst'in, Guti rolünü üstlenmesi ve en az onun kadar ince ayar paslarla Beşiktaş'ın ofansif yönünü zenginleştirmesi; Nihat'ın da, sanki futbola susamışlığını bu maçta giderircesine çırpınışı, siyah-beyazlı takımı dün gece bambaşka kılan özelliklerin başında geldi... Fernandes ve Simao'nun ligin sonlarına gelinmesine rağmen, profesyonel düşünce içinde, maçı çok ciddiye almaları ise, Beşiktaş'ta, alkışlanacak bir başka etiketti... *** G.Birliği, kaptan Orhan'ın olmayışı nedeni ile savunmasının sağ kanadında bir türlü dikiş tutturamadı... Beşiktaş, defanstan her dakika hücuma kalkan İsmail'in de katkıları ile bilhassa Simao ile bu boşluğu otobana çevirdi... Zaten, bunlardan birinde de, yine İsmail adrese teslim pası ile Simao'yu gördüğünde, Portekizli, klâsına yakışır bir vuruşla kaleci Özkan'ı avlamada zorluk çekmedi... *** İkinci yarı başladığında iki takımın da futbolları üstüne koyarak devam etti... Önce İbrahim Toraman, kornerden gelen topa, G.Birliği'nin en uzun adamı Jedinak'ın yanından yükseldiğinde ikinci gol de bağıra bağıra gelmiş oldu... Ama işte bu gol Ankara takımını adeta kamçıladı... Jedinak'ın müthiş frikiği, arkasından Mustafa Pektemek'in bir avcı gibi Rüştü'yü plase vuruşla devirişi maçın kalitesine kalite kattı... Bu arada, Tayfur Havutçu'nun 7. yabancı hatasından kıl payı kurtulması ise (ayrıca o da şüphe götürür) karnesine, kırık bir not olarak düşüldü... Belki de bu güzelim maç, bir dalgınlık yüzünden Beşiktaş adına heba olup gidecekti...