Bu iş bitti galiba!

Ligde sıkıntılar yaşayan ama şimdilik liderlik koltuğunu bırakmayan G.Saray, Arena'daki ilk Avrupa maçında, yüzleri güldüremedi... Aslında ilkler önemlidir... Zaten hafta içinde tüm hazırlıkları buna göre yapan, Terim'in motiveleriyle bu maçı kazanacaklarına herkesi inandıran sarı -kırmızılılar, karşılaşmanın başlaması ile birlikte "Çin Ordusu" gibi Braga'nın üzerine çullanmaya başladı... İyi ama bal yapmayan arı gibi vızır vızır Arena'nın altını üstüne getirmek ne işe yaradı ki... İlk yarım saatte konuk ekip 3 mutlak gol fırsatını kaçırırken, birisinde affetmedi... 27. dakikada yenilen o golde önce Semih, sonra sırasıyla Amrabat, Dany ve Selçuk imece misali hatalarıyla Micael'a müthiş bir gol sofrası hazırladı... Bu şaşkınlık bitmeden, üst üste Muslera'nın kalesinde inanılmaz goller kaçıran Braga devreyi 1-0 önde kapatırken, G.Saray farktan kurtulduğuna bayram etti adeta... Peki, bu kötü oyunun sebebi neydi? Birinci sebep Melo... O bildiğimiz, geçen sezon ligde 12 gol atan Brezilyalı futbolcudan eser yok bu sene... Melo kötü oynadığı zaman Selçuk'un iyi oynaması da düşünülmüyor ki... Hele bir de Amrabat fiyaskosu var G.Saray'da... Kendini hâlâ Kayserispor'da oynuyor zanneden bu futbolcu, bencilliği ile yanındaki hiç kimseye pas atmayarak, Terim'in kendisine verdiği krediyi tüketen adam oldu... Ve ikinci yarı... Tek kaleye dönen bir maç... Braga'nın anlaşılmaz defansa çekilişini affetmeyen G.Saray, sayısını unuttuğumuz fırsatları kaçırmakta inat etti ama Alan'ın golü, kaçınılmaz sonu, bağıra bağıra getirdi... Bu sonuç, grupta G.Saray'ı sıfır puanda bırakırken, aynı zamanda Şampiyonlar Ligi'ne, mendil sallama anlamına da geldi...