Bu nasıl havaya girme?

Durup dururken F.Bahçe ve G.Saray'ın havaya soktuğu Beşiktaş, "Zorla sevda olmaz" dercesine pısırık başladı geceye... Samsunspor, İstanbul'a gelirken asla Kartal'a takoz olmak düşüncesinde değildi şüphesiz... Ama hakemin düdüğü ile kabuğundan çıkamayan bir Beşiktaş görünce fikrini değiştirdi... Kabadayılığa başladı... Saha ve seyirci faktörünü hiç tınmadı... Öyle ki; ilk 15 dakika Beşiktaş yarı sahasında gardiyan kesilen Samsunspor rakibine, "Sana bu geceyi zindan edeciğim" der gibiydi... *** Beşiktaş tribünleri takımlarını sahada gördükleri anda, "Şampiyon olmamız engellenemez" diye yeri göğü inletiyordu... Fener'in ve G.Saray'ın tökezlenmesi siyah-beyazlıları yeniden kenetlemişti... İyi güzel de Scala'nın poposuna tekme vuran Beşiktaş yönetimi, böyle bir hava yeniden yakalanmışken, Daum'un kaprislerine neden boyun eğiyordu ki? Alman hoca Salı günü Münih'e gidip, Çarşamba gecesi B.Münih - M.United maçında yorumculuk yaptı... Perşembe günü yurda döndü... Dün de takımının başında maça çıktı... Yani tek antrenmanda görüldü, dün geceye öyle hazırladı takımını... Tribünler şampiyonluk hayalinde, Daum kendi halinde... *** Sezon başında fırtınalar kopmuştu... Beş olmaz altı yabancı olsun diye... Dün akşam gördük... Gerek Beşiktaş, gerekse Samsun ikişer yabancısıyla oynadı... Bunu, fırsat bilen Türk futbolcuları ne yazık ki fiyaskoydu... Beşiktaş'ta kaleci Fevzi, Shorunmu'nun kepazeliklerinden daha beterini sergilerken, Erman ve İbrahim tam bir komediydi... Son maçlarda yıldızı parlayan Bayram, dün gece takımının yine en flaş ismiydi... Forvette Ahmet'in bencilliği çileden çıkarırken, Nihat ve Ayhan da görev kaçkını gibiydi... *** İlk yarıda suya sabuna fazla dokunmayan iki takım, ikinci yarıda birbirlerine devamlı yoklama çekti... Samsunspor'da Ertuğrul adeta takımını on kişi bırakırken Beşiktaş bunu fırsat bilip tüm hatlarıyla rakip kaleye devamlı bindirme yaptı... Yar yolu bekler gibi gözlenen gol bir türlü gelmedi... Hatta penaltıdan bile... Gelmeyen sadece gol değildi ki... Esas gelmeyen "Şampiyonluk havasıydı..."