Buna da şükür

A -
A +

Carlos'lu F.Bahçe ve Lincoln'lü G.Saray'da fazla bir değişim ve güç dengelerini bozacak motivasyonu görmeyince, gözlerimiz Beşiktaş'a çevrilmişti... Büyük bir cesaret örneği, yerli hocaya dönen siyah-beyazlı takımdaki, en ciddi görücüye çıkma maçında, beklediğimizin de üstünde bir güzellik bulduk dersek yanılırız... Moldova temsilcisi Sheriff'i "İstanbul'a geldiğine geleceğine pişman edecek" diye beklediğimiz Beşiktaş, yeni kimliği ile ve futbol anlayışıyla, ışıl ışıl parlamasa da, taraftarına ileriki günler için ışık saçtı yine de... *** Önce Ertuğrul Sağlam'dan söz etmek boynumuzun borcudur... Yıllarca Fatih Terim ve Mustafa Denizli kıskacında kalmış futbolumuzda Sağlam; atılımcı, yenilikçi düşüncesiyle, bir misyonu tuş edecek sinyalleri verdi adeta... Rüştü'nün emin ve tecrübeli ellerine teslim edilmiş kalesinde, tehlikeli sayılacak ihtar almayan Beşiktaş, defans kurgusunun hata yapmamak için çırpınmasıyla da, savunma zafiyeti yaşamadı hiç... Serdar Kurtuluş'u; Tigana'nın monte ettiği ön liberodan kurtarıp, sağ kanat savunuculuğuna soyunduran Ertuğrul Sağlam, Senagalli Diatta'nın, transfer meselesi tam sağlık buluncaya kadar, genç İbrahim Kaş'ın cengâver savaşkanlığından da faydalanmak zorunda şimdilik... Yıllardır, savunma bloğundan akılcı pasların çıkmamasının sıkıntısını yaşayan Beşiktaş, dün gece bu meseleyi, orta sahasındaki usta ayakları sayesinde fazla dert etmedi... Cisse'nin boy avantajı ve klas futbolunun ağırlığı ile hem defansını rahatlatan, hem de orta saha hakimiyeti kurulmasında destek bulan Beşiktaş'ta, gitmesi bile gündeme aylarca oturan Ricardinho'nun kalitesini tam olarak ortaya koyamaması yüzünden, rakip bu alanda daha fazla gözüktü... Sağdan Serdar Özkan'ın, soldan da Tello'nun pençeleriyle rakibi hırpalaması ve lime lime didiklemesine rağmen, forvette gol sıkıntısı Beşiktaş'a hiç yakışmadı... Bobo'nun kilolu haliyle, Nobre'yi fazlasıyla aratmasının yanında Delgado'nun "Beni sahada serbest bırakın" ricasının hocası tarafından kabul görmemesi ve ikinci yarıda yerini genç Batuhan'a bırakması, bu sezon yine bir "Delgado sıkıntısının" çekileceğinin habercisiydi... *** Geceyi özetlersek; Şampiyonlar Ligi ön elemesi için taraftarının huzuruna çıkan siyah-beyazlı takım, "Karamürsel Sepeti" zannettiğimiz bir Moldovalı rakibi önünde, ecel terleri döktü... Hani, "Şerif olsa ne yazar, kovboy olsa ne yazar" diye alaycı yaklaşımda bulunduğumuz Sheriff, hiç de küçümsediğimiz gibi bir ekip çıkmayınca, Beşiktaş, 90 dakika tek golle taraftarını yine de mutlu ederken "Buna da şükür" dedik... Amma... Gerçek o ki; Beşiktaş turu, daha zor geçecek bir başka 90 dakikaya bıraktı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.