Buna da şükür

A -
A +

Öylesine önemli bir maçtı ki dün geceki karşılaşma... Öylesine anlam taşıyordu ki... Galibiyetin değil, bir puanın bile "zafer" diye niteleneceği, belki de UEFA Avrupa Ligi'nde "devam" için ilaç olacağı bir 90 dakikaydı bu... *** Tarihte savaşlar, bir tarafın üstünlüğü ile son bulmuştur hep... Çanakkale Savaşları'nda, düşmanın top tüfekle "7 Düvelle" üstümüze geldiği geçmişimizde, bizim elimizde kazma kürek ama mangal gibi bir yürek vardı... İşte o yürek, müthiş bir komutanla dünyaya ders vermiş, vatanına göz dikenleri püskürtmüştü... Çünkü inanmıştı Türk Ordusu... Zaten inanmadıktan sonra ne yapabilir ki insan... **** Önce şunu söylemekte yarar var... Bir takım bu kadar yanlış kurulamazdı... Schuster, yamyamların kazanı gibi, kendi ateşini kendi yakan, içine de bir girip oturan görüntü içindeydi sanki... Durup dururken Hakan Arıkan nereden çıktı? Kaç maçta yaktı Beşiktaş'ı bu Hakan ama Schuster akıllanmadı hâlâ... Nedir bu Tabata aşkı? Hangi maçta başarılı oldu bu futbolcu, vazgeçilmezliği nedendir? Ernst'in geri dörtlünün önünde başarı olduğunu "3 Nokta Körler Derneği" üyeleri bile görürken, onu ilk yarıda sol tarafa mahkum etmek ne akılcılıktır? Bu yüzden, 45 dakika hiç savaşmayan, sadece işi şansa bırakan Beşiktaş vardı karşımızda... *** İlk yarıda, kedinin yumakla oynadığı gibi bir görüntüyü üzüntü ve endişe içinde izlerken, sadece 36. dakikada gelen tek gole bayram ettik dersek, yalan söylememiş oluruz... Adamlar orta sahada, bir çiftlik kurmuş gibi, piknik yaptı, buğday ekti, ekin biçti adeta... İbrahim Üzülmez ve Ersan'ın gayretleri dışında Porto'nun seyircisi olmayan yoktu ki... Guti bile, hayatının en kötü gününü yaşıyordu sanki... Pasları rakibe giderken "Bu Guti olamaz" diye isyan ediyorduk... Beşiktaş'ın tek şutunun bile olmadığı bu yarıda 1-0 bile sevindiriyordu bizi... *** Rodriguez, Falcao ve Hulk'un saldırganlıkları, ikinci yarıda biraz hız kesince, derin bir nefes aldık... Hele Rodriguez'in 59. dakikada kırımızı kartı görmesi ayranımızı kabarttı... Beşiktaş bunu fırsat bilip, formasının hakkını vermeye çalıştı biraz olsun... Ve birkaç dakika sonra da Nihat, Nihat olalı bir iş yaptı nihayet... Uzaktan vurduğu o şut, Beşiktaş'a çok şeyler getirdi... İbrahim Toraman'ın kırmızı kartı ile tekrar endişeler kapladı her yanımızı... Kalan dakikalar yıl gibi geldi... Sonunda, hiç inanamayacağımız bir puanı alıp döndük... Savaşmadan, kazanılan bir zaferin tarafı gibiydik sanki...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.