Ve özlemler, bir defa daha son buldu... Stad hoparlörlerinde, "Elbette" şarkısı ve tünelin ağzında Fatih Terim... Ali Sami Yen, 8 şiddetindeki bir depreme yakalanmışcasına titriyor... Sevgililer kavuşuyor... Taraftar "İmparator"unu bağrına basıyordu. Müthiş atmosferin aksine G.Saray, PAF takımından takviyeli genç Samsunspor karşısında ilk dakikalar etkili değildi... Dakikalar ilerledikçe, heyecan yerini ustalığa bıraktı... 15. dakikaya kadar sahada "Boş gezenin boş kalfası" olan Felipe, klasını ince kıyım pasıyla gösterdi... Golcü arayışlarına isyan eden Ümit Karan bu pasa aynı klasta dokundu... Bu gol, Terim'li G.Saray'ın ilk müjdeli mesajıydı... Ama o da ne? Beşiktaş'la G.Saray'ı transfer döneminde açık artırmaya zorlayan Mondragon sahneye çıkmaz mı? Komedi, acemilik, cahillik kolkola girince, Samsun'un yırtıcı golcüsü genç Sinan bunu affetmedi, tabii... İşte bu golden sonra Fatih Terim farkı çıktı piyasaya... Öyle bir saha içi değişikliği yaptı ki, pes doğrusu... Sağ kanatta pasif futbolu ile kaybolan Berkant, sol iç bölgeye kaydırıldı. İşte, o andan itibaren Samsun atakları kesildi, G.Saray'ın bitmez tükenmez hücumları başladı... Üst üst e atılan iki gol, tribünlerin keyfini yerine getirdi... 3-1'lik skor, ilk yarının da sonucu olurken, 45 dakikada sadece iki pas atabilen Felipe kendini saha dışında buluverdi... İkinci yarıda Samsun'un direnişi ve morali kırılmış, G.Saray ise daha arzulu futbolla doluydu... Beşiktaş'ın eski kalecisi Shorunmu acemi hareketleriyle tek kurtarış yapmazken, Mondragon'a da aksine tek şut gelmedi... Hakem, Erol Ersoy'a taa 1.5 yıl önceye dayanan tribün isyanı, farklı skorla gümbürtüye gitti... Ersoy da G.Saray'a yaranmak için düdüğünde ölçüyü biraz evsahibi takımdan yana kullandı... Liderlik koltuğuna ilk haftadan kurulan G.Saray, skorun farklılığına rağmen öyle muhteşem bir futbol ortaya koyamadı. Ama atılan goller buram buram Fatih Terim kokuyordu.