Tilkiye sormuşlar... "Senin farkın ne?" O da cevap vermiş: "Seher uykusuyla ikindi güneşi olmasa, ben de ekincilik yapardım." Bazılarımız herkesin düşündüğünü, bazılarımız da herkesin düşünmediğini kafamızda planlarız... Amaç, farklı olduğumuzu kanıtlamak... Amaç, sıradan insan olmadığımızı, farkımızın düşünceden kaynaklandığını göstermek... Zannederiz ki, biz bu toplumda yaşayan ama onun gibi düşünmeyen farklı kişiyiz... Günlerdir konuşuluyor... Hatta, kafası basan da, basmayan da hüküm veriyor... F.Bahçe Teknik Direktörü Mustafa Denizli'nin her maçta takım üzerindeki makyajından, oyun anlayışından, kadro kuruşundan bazılarımız son derece rahatsız... Ama o, bildiğini okumaya inatla devam ediyor... Kimisine göre, Mustafa Denizli kelimenin tam anlamıyla "Ballı..." Kimisine göre, Mustafa Denizli müthiş bir kumarbaz ve çok "Şanslı..." Adamcağız, takımı galip gelse de, yenilse de eleştiriden bir türlü kurtulamıyor... Haklı olduğunu kabul edenler o kadar az ki... Hatta bazıları "Bu F.Bahçe'ye 120 bin dolar aylık alan bir hocanın ne gereği var?.. Futbolcular kendi aralarında kadro kurup çıksınlar sahaya, yine aynı oyunu oynarlar" diyecek kadar da iddialı... Mustafa Denizli'nin kariyerini, onun bunca zaman içindeki başarılarını, emeğini, bir cümle ile silenler mi dersiniz... Velhasıl her Mustafa, Ahmet, Hasan, Hüseyin, bir anda Denizli kesiliyor bu ülkede... Bu sezon ilk deplasman galibiyetini alan F.Bahçe'nin, Rize'deki başarısı bile güme gitti... Sanki Rize'ye giden her takım, elini kolunu sallaya sallaya puan alıp geliyor... Sanki Rizespor, sıradan "kek" bir takım... Devre arasında üç değişikliği aynı anda yapan Denizli, o gün de bazılarına göre, hayatının hatasını yaptı... Ya sakatlanma olsaymış, ya biri çok yorulsaymış... Ya da, girenler çıkanları aratsaymış... Peki netice? Galibiyet ve 3 puan... Denizli ve onun F.Bahçe'si için gün kurtarılmış kimin umurunda... Zamanında Derwall'i eleştiren yeni yetme bir spor muhabiri gibi ukalalık yapmak, artık günümüzde şarbon mikrobu gibi salgın hale geldi... Kim bilgili, kim ilgili belli değil... Mustafa Denizli eğer, herkesin düşündüğünü yapsaydı, bugün manşetlerde ve F.Bahçe'nin başında olmazdı.. Mustafa Denizli "İçimizdeki İrlandalılar, içimizdeki hainler, içimizdeki ukalalar" diye sivri lâflar etmeseydi, bugün 2.Lig'deki sıradan bir takımın başında, ya da evinde oturuyor olacaktı... Geçen sezon, tüm eleştirilere rağmen F.Bahçe'yi şampiyon yapan bir hoca, bu kadar dillere dolanıyorsa ve ona rağmen ayakta kalabiliyorsa, eleştiri oklarını geçici de olsa geri çekmek gerekir... Biz F.Bahçe'de iki saat hocalık yapan teknik adamlar da biliyoruz... Şampiyon yapmasına rağmen kovulanları da... Tribünlerin sevgisine rağmen, bir çırpıda harcananları da... Denizli bugün, en F.Bahçeli geçinenlere bile antipatik geliyorsa, bu onun farklılığındandır... F.Bahçe'yi sevmek başkadır... Kimisi gözükara aşık, kimisi de aşkını nefrete dönüştürecek kadar öfkelidir... Aşkın büyüğü küçüğü olmaz... Küçük bir çocuğun ve de saçları beyazlaşmış dedelerin, ninelerin aşkı da aşktır... Yalnız Denizli'nin aşkı, kimselere benzemiyor... Onunki, günlük ve de en fazla sezonluk aşktır... Zaten, hepimizden farklılığı da burada gizlidir ya... Bazen "Büyük adamların, küçük aşkları" oluyor işte... Altında buzağı aramak yerine, saygı duymak gerekli galiba...