İki büyük bir olup, bir fare bile tutamadıkları İnönü gecesinde, beklenen değil, önümüze konan yavan ekmeği yedik sanki... Takii, Bobo'nun 83. dakikadaki golüne kadar... Oysa biz bu sofrada, kuş sütü bile bekledik... Kaymaklı kadayıfla "Yarabbi şükür" diyecektik aklımız sıra... Nerdeeee... Futbol menüsünden, aç oturup aç kalktık yine de... *** Eğer sezon sonunda bu Beşiktaş'ın takacağı bir apolet olursa, sakın kimse bunda "Tigana'nın payı büyük" demesin... Sakın kimse, Fransız'ın geçmişteki futboluyla, şimdiki saçma sapan hocalığını karıştırmasın... Eğer bugün, Beşiktaş bir yerlere gelmişse, bu sahadaki futbolcuların biraz gayreti, biraz da şansı sayesindedir... Niye mi böyle konuşuyoruz ? Tigana, bazı futbolculara olan takıntısı yüzünden, elindeki en işe yaramazları kadroya koyarak, aklı sıra birilerine ders vermeye çalışıyor... *** Yaza yaza, bilgisayarımızın tuşları aşındı... Burak bu takımın oyuncusu değil... Daha geçen hafta Rizespor maçında, tribünlerin büyük öfkesi altında yuhalanarak sahadan çıkan bu futbolcu, dün, F.Bahçe karşısında yine forma buldu... Ne cevhermiş bu ki, Tigana'dan başka, kimse kıymetini bilmiyor onun... Sağda oynuyor... Solda oynuyor... Santrforda oynuyor... Tabii Tigana'ya göre... Bir de futbolsevere sorun bakalım... *** Güzelim gecemizi Burak'la kirletip, başınızı şişirmeyelim... Beşiktaş, senede bir iki güzel maç oynarsa, bunlar hep F.Bahçe karşılaşmalarına denk gelir... Siyah-beyazlılar, nedense bu karşılaşmaları, bir başka havada görür, oyuna da öyle asılır... Dün de, ilk yarıda önce Delgado, sonra da iki defa Nobre ile fırsat yakalayan siyah-beyazlılar, bozuk para gibi harcadıkları bu pozisyonlar sonrası, soyunma odasına başı dik ama sıkıntılı girdi... F.Bahçe ise, sadece Deniz'in "Bu da kaçar mı" dedirten gol fırsatı dışında, Beşiktaş'a karşı fazla bir direnç gösteremedi... *** İkinci yarıya, Semih'in; Runje ile karşı karşıya kaldığı pozisyon, F.Bahçe açısından "Ahlar, vahlar" arasında kaçarken, Beşiktaş derin bir nefes aldı... Mustafa Doğan'ın sakatlanmasından sonra F.Bahçe atakları sıklaşmasına rağmen, sarı-lacivertlilerin "Bu da kaçar mı" dedirten pozisyonu da olmadı zaten... Bobo'nun golü, gecenin tek anlamı, tek konuşulacak yönü oldu... Zico'nun "Bana beraberlik yeter" anlayışı içinde İnönü'ye çıkardığı kadro, dün bundan iyisini yapamazdı... Büyük hocanın, küçük düşüncesi işte... Al Tigana'yı, vur Zico'ya...