G.Saraylı taraftarlarda şöyle bir beklenti vardı günlerdir... "Bu takım bizi uçurur!" Kolay değil tabii... Sneijder ve Drogba... Bu isimler kimin elinde olsa, maça 1-0 önde başlar o takım... Dün gece Sneijder ilk defa ilk on birde başladığı G.Saray macerasında, üşenmeden saydık; ilk yarıda 4 topu rakibe verdi... Belli ki, Hollandalı futbolcunun kulağına, Burak'ın savunma arkasına koşular yapabilen birisi olduğu fısıldandığı için, hep bu tembihi denemek istedi... Tabii ki çok klas bir futbolcu... Şu cicim aylarında, rakibe attığı top bile tribünlerden alkış alıyorsa, Sneijder bu avantajının kıymetini bilmeli... Ve Sneijder'in önünde o kadar büyük vakit de yok ki... Hem aldığı para, hem ismi, hem de dünya yıldızı olmanın avantajı ile "Ben buyum işte" dedirtmek zorunda kendisine... *** Şimdi biz, Sneijder'i kenara koyalım... Sahanın cengaverinden bahsedelim... O isim, Sabri... Kaptan Sabri... Dün gece, göğsünü siper etti, kafasını her topa uzattı, sağ kanadı otoban gibi kullandı, müthiş şutlar attı... Eboue'nin işi zor artık... Bir yıl yedek bekleyen adam, bugünün G.Saray'ında "En birinci" adam sanki... Terim'in çok şey beklediği Amrabat topa değil, rakibe tekme attı çoğunlukla... Eğer Barış Şimşek, 24. dakikada Amrabat'ın M.Eren'e attığı tekmeye kartını çıkarabilse, Faslı oyuncunun 29 da gördüğü sarı kart, ikinci olacak ve oyun dışı kalacaktı... Riera'nın da hakkını yemeyelim bu arada! Güzel futbolunu, rakibe yaptığı sert faullerle çirkinleştirmeye o da devam ediyor... Skora baktığımızda 2-0 rahat bir oyunun ortaya konduğu ve G.Saray'da herkesin iyi oynadığının işaretidir... Ama başta Sabri olmak üzere, Dany, Semih ve Burak dışında, biz kimseleri göremedik ki...