Büyüklerden küçük hikâye

A -
A +

Beşiktaş'ın kalan haftalara şampiyonluk umudunu taşıma adına mutlaka kazanması gereken karşılaşmada, tribünlerin de bu fırsatı iyi değerlendirerek, destek verdiği İnönü akşamında, futbol adına "doyduk" ifadesini kullanamadık ne yazık ki. Ama bir gerçek vardı ki; iki takımın da her an skoru değiştirebilecek hamleleri, parmakla sayılacak kadar azdı. Bilhassa, sakatlanıp çıkıncaya kadar Rüştü'nün kurtardıkları, başlı başına bir direnişin yağlı boya tablosuydu sanki. Şenol Güneş'in, ilk defa Umut'un yanına Teofilo'yu da monte ettiği bir on bir anlayışı gösteriyordu ki, Trabzonspor için bu karşılaşmanın tek amacı vardı. O da kazanmak. Ama o uğruna özel uçaklar kiralanıp, törenlerle Trabzonspor'a getirilen Teofilo, "ağır çekim" oyun anlayışı ile ortalıkta hiç gözükmedi. Buna karşılık Umut, 24. dakikada üst üste 3 pozisyonda Rüştü'yü avlayamasa da gole en yakın adam oldu bordo-mavili takımda. Trabzonspor'da Burak da sadece forvette etkili olmaya çalışan, savunmasına asla yardım etmeyen kişiliğiyle takımına faydadan çok zarar verdi. Bobo ve Holosko'nun hücum anlayışına Yusuf'un gerekli desteği verememesi yüzünden Beşiktaş'ın sol kanadı Serkan'ı kahraman yaptı adeta. Ama bu kanatta birisi vardı ki, hem savunmada, hem de hücumda adeta iki kişilik oynadı. O da İbrahim Üzülmez'di. Bu yaşta bu hırs, bu mücadele, bu katkı... "Bravo" kelimesi bile onu anlatabilmek için çok hafif kalır desek yalan söylememiş oluruz. Beşiktaş'ta bir diğer İbrahim ise, yani Toraman da oynadığı futbolla dün gece tribünden Milli Takım için kadro tespit eden Hiddink'in listesinin başköşesine mutlaka oturmuştur. Gündüz kısa kollu giysilerle maça gelenlerin, ayaza çeken havada tir tir titremeleri, sahadaki futbolla da ısınamadı. Hem Denizli'nin, hem de Şenol Güneş'in sahadaki futbolcularına en ufak bir açık verdirmeyen oyun stratejileri yüzünden, karşılaşma adeta kör düğüm oldu. İkinci yarının başlarında Beşiktaş'ın daha istekli oyunu, bilhassa Ernst'in hücumu düşünen futbolu, siyah-beyazlı takımı, maçın "ağır ağabeyi" yaptı. Yusuf da, Serkan gibi çabuk bir rakibin karşısında, ilk yarıda fazla denediği çalım sevdasından vazgeçince, Beşiktaş daha organize ataklara imza attı. 54. dakikada Bobo, birkaç saniye sonra da İ.Toraman'ın kaçırdığı yüzde 99'luk gol pozisyonları, Beşiktaş adına sadece şanssızlıktı. Beşiktaş'ın dalga dalga gelen atakları karşısında, orta sahasını Ceyhun ve Sezer ile takviye eden Trabzonspor da kaçırdıklarına rağmen, İstanbul'dan istediğini alırken, Beşiktaş, haftaya oynanacak F.Bahçe maçı öncesi zirve şansını dipsiz kuyuya attı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.