Büyüyen gölgeler!

A -
A +

Dile kolay... Tam 5 Olimpiyat... Türkiye şartlarında kırmadığı hiçbir rekor yok... Hâttâ, yüzme dalında ülkemizin yetiştirdiği gelmiş geçmiş en büyük sporcu... Amerika'daki evinde madalya ve kupaları koyacak yer kalmamış... 35 Türkiye rekoru... Gerçi bunların 31 tanesini 13 yaşında kırmış ama olsun... Rekor, rekordur... Bizim havuzlarımızda, bir sürat teknesi gibi, arkasında köpük bırakarak uçup giden bu yüzücümüz, 1992 yılından beri katıldığı Olimpiyatlarda ise, bir defa olsun, rekorlara imza atıp, yüzümüzü güldürmüş değil... Her 4 yılda bir, gözü kapalı Olimpiyat kafilesine "kafadan" dahil edilen yüzücümüz, daha "kafadan" ilk elemelerde teslim bayrağını çekmekten kurtulamıyor ne yazık ki... *** Bahsettiğimiz sporcumuz Derya Büyükuncu... G.Saray'ın lisanslı yüzücüsü... Yıllardan beri Amerika'da yaşıyor... Biz kendisini, Olimpiyatlar ve Dünya Şampiyonalarına, kırmızı halı ile davet edip "Aman Derya, lütfen bir madalya" yalvarmalarıyla baş tacı yapıyoruz... Peki o ne yapıyor ? Sanki Olimpiyatlar, onun serinlemek için havuza girdiği bir yarışma olmuş... Allah için bir madalya... Türkiye için bir rekor... Bu millet için bir zafer... Ama nerde ? Derya kuzumuz, Pekin'de olduğu gibi, elemelerde havuza atladığı gibi dükkanı kapatıyor... Tabii bunun yanında, Türkiye'nin de havuzdaki madalya umudu boğulup gidiyor... Elin Michael Phelps'i, katıldığı her yarışta, rekorları parçalayarak altınları bir bir toplarken, bize "mel mel" bakmak kalıyor... *** Üç tarafı denizlerle kaplı ülkemizden, yüzmede bir derece bulamazken, dört tarafı karalarla çevrili, denize hasret ülkeler, Olimpiyat Şampiyonu çıkarırsa, insan kahrolmaz mı? Son defa katıldığı Olimpiyatların 5. sinde de, sıfır çeken yüzücümüzün, Türkiye rekorları ile teselli bulacağız yine... Canı sağ olsun... Ama deryaya kapılıp, madalya rüyasına yatanların, bazı sporcuların "vitrin" diye Olimpiyatlara taşınmasına sıcak bakma devri bitmelidir artık... Halterde 48 kilodaki rekortmenimiz Nurcan Taylan'ın "sıfır çekeceğini" bu spordan anlayan, anlamayan ve "Sağır Sultan" daha, kafilemiz Pekin'e hareket etmeden adı gibi biliyordu... Çünkü Nurcan sakattı... Halter sporu, en ufak bir sakatlığı affetmeyecek kadar, güç isteyen, dinamiklik isteyen bir spordur... Ama biz ne yaptık ? Sakat kızımızdan madalya bekleyip kendimizi avuttuk... Podyumda, Nurcan'ın acıklı hali, bizim spordaki başarıya, duygusallığı katmamamızın da manzarasıydı sanki... *** Türkiye'de yöneticilik ve teknik adamlık yapma anlayışında, zaten hep duygusallığın ve adam kayırmacılığın yeri vardır... Hiç hak etmedikleri halde baş tacı yapılanların, bu ülkeye ne kazandırdıkları ortadadır... Hele atletizm sporunda "torpil" anlayışı asla geçerli olamaz... Çünkü, güç ve zihinsel yaklaşımın kol kola girmediği; inancın olmadığı bir spor dalında, kimse kürsüye çıkmak için sanal basamaklar bulamaz... Cümbür cemaat Olimpiyatlara giderken "En fazla sporcu ile katıldığımız" notunu iftiharla bir yerlere düşenlerin "Madem en kalabalık sporcu kafilesi ile gidiyoruz, o halde en fazla madalya ile döneceğimiz Olimpiyat bu olsun" diye istekte bulunanların düşüncelerini, çok görmemesi lâzım... Çünkü, beklentileri biz kendimiz üretmiyoruz... O beklentileri bize şırınga edenlerden, madalya beklemek de, bu milletin en tabii hakkıdır... Olimpiyat kafileleri, turizm kafilesi değildir çünkü... Olimpiyatlar, hiç alakasız kişilerin, gösteri alanı hiç değildir... O Olimpiyat kafileleri "Gittim, gezdim, yaşadım" diye düşünenlerin değil "Gittim, gördüm, yendim" inancını taşıyanların hak ettiği bir şerefli yarışma ordusunun, neferlerinin bulunduğu güçtür... Kimse, geçmişteki isimleri nedeni ile, gelecekteki cisimleri için Olimpiyat kafilelerine davet edilemez... Çünkü burası, şahısları memnun etme yeri değil, safariye çıkan madalya avcılarının disiplin ve inanç kafilesidir... Kitabına uydurulup Türk vatandaşı yaptıklarımız ne verdi bize ? Elemelerdeki derecelerine bakmadan, hatır gönülle kafileye çağırdıklarımızın fiyaskosu ortada... Bir Çin Atasözünü hatırlamamak elde değil: "Bir ülkede küçük insanların gölgeleri büyüyorsa, orada güneş batıyor demektir..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.