Hani bazı tüccarlar vardır... Kâr etmekten bıkmayan... Düşündükleri tek şey, vatandaşın kazıklanmasıdır... Ama bir de, hakkını ve rızkını insaf ölçülerinde değerlendiren esnaf vardır... Onların işi, önce hizmet, sonra geçinecek kadar, kâr marjıdır... İşte dün, Kayseri'de, kazanmak isteyen ama hak ettiğinden fazlasını da istemeyen iki takım karşımızdaydı... Kayserispor'un da, Beşiktaş'ın da tek bir amacı vardı... Önce müşteri memnuniyeti, sonra kazanç... *** Mustafa Denizli geldikten sonra, takım üzerindeki radikal değişiklikleri ve oyun düzenindeki futbolcuların kafa yapılarının yeni şekli, futboldan az buçuk anlayan herkesin dikkatinden kaçmayan bir yapılaşmadır... Ne mi olmuştu Beşiktaş'ta? Savunmada yardımlaşma, orta sahada topla birlikte çoğalma, forvette de rakibi yıpratma... Bunlar gözle görülür saha içi dizilişleri siyah-beyazlı takımda... Ama esas değişiklik, bir büyük takıma yakışan liderlik anlayışıydı... Futbolu asla çirkinleştirmeden, gerektiğinde katı savunma, gerektiğinde ise kalabalık hücum düşüncesi, Beşiktaş'ı ligin en favori şampiyon adayı gösteren etkenlerdi... *** Ligin en az gol yiyen iki takımının karşılaşmasında, tabii ki goller peşi sıra gelmeyecekti... Rakibi dikkatli takibe alan iki takımdaki, topu iyi kullanan isimlerin bolluğu yüzünden, bilhassa Beşiktaş, defansını genellikle dörtlü savunma şablonunda tuttu... Antalyaspor karşılaşmasındaki gibi ne Sivok, ne Zapotocny, ne de İbrahim Toraman rakip kaleye arada bir gol arayışına girdi... Çünkü karşılarında Mehmet Topuz, Saido, Turgay ve Aghahowa gibi ustaların, her an bir terslik yapacağı hesaplanıyordu... Kaptan Delgado'nun bile defansını yalnız bırakmamak adına, hücum zenginliğine fazla katkı sağlayamaması gerçeğinde, hep Kayserispor'daki, klas ayakların bolluğu yüzünden, bir kazaya uğramamak düşüncesi vardı... *** Bu yüzden, ilk yarıda sadece Cisse Beşiktaş, Saido da Kayserispor adına birer gol yoklaması çektiler... Hepsi bu... İkinci yarı, ilk 45 dakikaya göre, daha mücadele içinde geçti... Ta ki 85. dakikaya kadar... Maç başından beri birkaç defa topu elinden kaçıran Rüştü, bu dakikadaki yanlış zamanlaması ile Turgay'a fırsat tanıdı... Koca 90 dakikadaki futbol mönüsündeki tek tatlı yemeği de buydu zaten... Tek gole sığınan maçta, sahada birbirlerini amansız takibe alan, nefes aldırmayan hem Kayserispor'u, hem de Beşiktaş'ı "futbol oynamadılar" diye eleştirmeyelim... O "Çetin cevizler" klâslarını, bir defa daha ispat ettiler...