Çıkmaz sokak!

A -
A +

Artık, Schuster'i anlamakta gerçekten güçlük çekiyoruz... Maç seçmiyor bu Alman çalıştırıcı... Onun için Kasımpaşa da bir, F.Bahçe de... Trabzon'un gücü ürkütmüyor ve özel önlem almıyor ona... Porto bile onun gözünde sıradan bir ekip... Ama onun açısından böyle de, objektif açıdan baktığımızda, Schuster, alt alta yazıldığında sayfaları dolduracak hataların da adamı... Dün gece Beşiktaş'ın, deplasmanda karşısına çıktığı takım Kayserispor... Bir başka deyimle, ligin zirvesini ciddi bir şekilde zorlayan, Bursa gibi, kalesinde en az gol gören ve sadece bir yenilgisi bulunan bir Anadolu takımı Kayserispor... Ama siz bunu Schuster'e anlatın hadi...Sahaya çıkan kadroya bir bakınız... Necip, Onur gibi iki delikanlı... Forvette, daha geçen hafta tribünlerin gazabına uğramış bir Nihat... Form grafiği, her geçen gün düşen bir Ernst... Ve onun vatandaşı, önce kovulan, sonra forma verilen Fink... Buraya kadar her şey tamam... Ama yedek kulübesine kafamızı çevirdiğimizde ise Schuster'e inancımız kayboluyor halince... Guti, Fatih Tekke, Yusuf, Holosko, İsmail ve Cenk... Sakat değiller... "Hazır değil" diyemezsiniz, çünkü 18 kişilik kadrodalar hepsi... Siyah-beyazlı takımda orta saha curcunası yaşanırken, Necip ve Onur gibi iki gencin aynı anda ilk onbirde bulunması, bize "fuzuli işgal" gibi geldi... Hele Onur... Beşiktaş'ta, daha kazanılmadan kaybedilen bir isim oldu bu futbolcu... Ernst ve Fink'deki akort bozukluğu da, dün Kayserispor'un ekmeğine yağ süren olaydı... Hadi Fink'i anladık da... Ne oldu bu Ernst'e ? Bir takımda orta sahadan pas trafiği iyi yönetilmezse, forvettekiler, durakta otobüs bekleyen yolculara benzer... Yusuf yarım saat bu takımda oynar Bay Schuster... Guti sağlamsa asla yedek kalmaz Bay Schuster... Fatih'in bir ayağını, bir kolunu bağlayın, sahadaki Nihat'ın yaptıkları beceriksizliği yapmaz Bay Schuster... O Schuster'e, birisinin Cangele, Troisi ve Zalayeta'nın olmadığı yarım kalmış bir Kayseri'yle, nasıl başa çıkılacağını anlatması gerekirdi... Ve o Schuster'e, sahanın her yerinde alan daraltan bir rakip karşısında, nasıl oynanacağını ve hangi kadro ile çıkılması gerektiği, öğretmesi gerekirdi... Yoksa, bu inadın sonu, kendi başını yemeğe kadar gider... Çünkü bu Türkiye'de, üst üste 4 mağlubiyet alan bir teknik direktör hatırlamıyoruz da...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.