Korkarak güne başlamak, o günün, insana zehir olacağının habercisidir... Bir tarafta; vatanı, milleti düşünmek... Diğer yanda ise, öfke ve kin dolu olmak... Tarihimizdeki kahramanlıklarla övünürken, günümüzde utanç tablolarıyla yerin dibine girmek, kaderimiz olmuş sanki... Geçmişine saygı duymayan bazı kişilerin, şimdi kendilerini, birer kahraman gibi görmeleri kahrediyor insanı... Aslında onlar, kabadayılığı, kahramanlıkla karıştıran zavallılardır sadece... *** İşte size bir fotoğraf... İçinde acıma, cesaret, kahramanlık ve vatan sevgisinin taşarcasına çoşkusu bulunan bir fotoğraf... Tam 91 yıl öncesinin görüntüsü... 250 bin kişilik bir kuşağını, Çanakkale savunmasında feda eden Türk Milleti'nin, bir karışlık toprağını bile düşmana teslim etmemek için çırpındığı 1915 yılından elde kalan bu müthiş fotoğraf, bir dersdir dünyaya... El yapımı süngüler, çakar almaz tüfekler, sapanlar, sopalar ve taşlarla, ülkesine ayak basan düşmanlara, göğsünü siper edenlerin, ne şartlar altında bu vatanı bize bıraktıklarının fotoğrafıdır bu... Soldaki gencin yine de delik deşik bir ayakkabısı var ayağında... Ya sağdaki? Ayağında çorap, elbisesi elek misali delik deşik... Ama yüreğinde olmayan yok, hele cesaret ve güç, doruk noktasında... *** Bu iki gencin fotoğrafına bakıp, bugüne yansıyan işin diğer yüzüyle karşılaştırdığımızda "vayy bee" diyoruz... Onlar, giyecek, yiyecek, silah bulamazken, hem yokluk, hem düşmanla savaşıp bu vatanı kurtarırken; zamanımızda, spor sahalarında terör estirenlerin çirkinlikleri ile utanmamız ne kadar acı... 91 yılda gururun adı, çapulculuğa, rantçılığa bulaşmışsa, bunda suçlu değil suçlular aramalıyız... Türk insanının yoksulluk içinde, kanını, canını verip, bize bıraktıkları şimdiki cennet vatanımızda onun güzelliklerinden faydalanmak dururken, çirkinlikleri sergilemek, bu fotoğraftakilerin kemiklerini sızlatmıyor mu? O şehitlerin, 91 yıl önce "Allah Allah" nidalarıyla kurşunlara göğüs gererek düşmandan kurtarıp bize bıraktıkları vatanda, bugün, küfürle yoğrulmuş, gözleri kin ve düşmanlık dolu gençler, sporumuzu şiddet çemberine alıp, kurtarmaya çalışıyor! Hem de hiç acımadan... Hiç utanmadan, hiçbir şeye, hiçbir kanuna aldırmadan... *** Bugün, en son model arabalara binip, en moda giysileri, sporun rantından faydalanarak sırtına geçirenlerin görüntülerini, fotoğraftakilerle sakın karıştırmayın... Onlar "Sus" demekle susmayan "Dur" demekle durmayarak, Türk Milleti'ne faydadan çok zarar veriyor... Onlar, sahalardaki güzel rekabeti, tribünlerdeki "çirkin savaşa" döndürerek, bu yolda "anılacak" değil "kökü kazınılacak" ve nefret edilecek bir toplumun fotoğrafı olarak gelecek nesillere yansıyacaktır... 91 yıl önceki şu "Çılgın Türkler", yâni bu fotoğraftakiler, yoksulluğun pençesinde olmalarına rağmen cesaretleriyle ve kahramanlıklarıyla anılıyor... Ama bu günün tribündeki küfürbazları "Çirkin Türkler" ise, nefretle... Nasıl olsa günün birinde defterleri dürülecek... Nasıl olsa bir gün, kaleleri düşürülecek... Yeter ki biz, aramıza, tribünde küfür liderliği yapan, sonra da spor yazmaya soyunanları sokmayalım... Yeter ki biz "Kimseleri beslemiyoruz, kimselere bedava bilet ve para vermiyoruz" diyen bazı yöneticilere inanmayalım... Bu ülke; ne düşmanların kökünü kazıdı, bir avuç çapulcunun mu hakkından gelemeyecek? Çünkü bizim, hâlâ daha, fotoğraflarla anılara geçecek, nice "Çılgın Türklerimiz" var...