Eyvah eyvah... Lig maçı değil, kupa maçı değil... Sezonun en mutlu açılış gününde kan gövdeyi götürüyor... Polis bile sille - tokat dayak yiyor... Trübünler "polis dışarı" diye tempo tutuyor... Onlarca yaralı, kafası gözü patlamış insanlar... Neden bunlar neden? Stada girerken F.Bahçe Yönetim Kurulu'nun bir bildirisi tutuşturuldu elimize... "Küfüre karşı savaş açalım" diye... Ama maçın başlamasına tam 1saat kala, kale arkasında "Genç F.Bahçeliler" grubunda müthiş bir savaş çıkmaz mı? Kim kime vuruyor belli değil... Neden vuruyor hiç belli değil... Sonradan öğreniyoruz ki, bu grup amigo Sefa'nın grubu... Bayraklarında kopmuş kafalar, eli kılıçlı adamlar var... Lig için Şükrü Saracoğlu Stadı'nı bir korku arenası gibi göstermek isteyenler dileriz F.Bahçe'ye zarar vermez... Kızılyıldız öyle hiç de yabana atılacak takım değil... Ama F.Bahçe, Revivo'nun muhteşem oyunu ile bu güçlü takımın biletini erken kesiverdi... Sarı-lacivertli takımda, yine hamallığı Johnson üstlenirken, defansın bütün gediklerini yine ilk kapatan isim oldu... 28 trilyonluk Ortega ise belli ki; iyi kumaş... Ama rakip kaleye fazla yaklaşmak istemiyor... Rahat ortamda, rahat oynamak isteyen bir arzu içinde, oyunu tamamlamayı düşünüyor... Zaten seyirci onu peşin alkışlamaya şartlanmış bir kere... Topa hafif bir dokunsa kıyamet kopuyor... Washington ise, çok ağır ama etkili tavrıyla sanki bir Kadıköy Lordu... Görünen o ki; F.Bahçe geçen sezona göre daha diri, daha kenetlenmiş... Dünkü o güzelim futbolu tribünlerder çirkinleştiren olmasaydı, F.Bahçe'yi ligin başında en şık takım seçecektik... Ama olmadı...