BENİM YILDIZIM Futbol için tüm güzelliklerin olması gereken bir gündüz maçında, Beşiktaş'ta da, G.Birliği'nde de, bırakın yıldız futbolcu, vasat birisini bile göremedik... --------------------------------------------------- Beşiktaş futboldan uzak bir gündüz maçında, kör dövüşü içinde geçen karşılaşmada, G.Birliği'ni mağlup ederken, futbol adına yine ortaya bir şey koyamadı... Ligin zayıf ekiplerinden biri olan G.Birliği'nin de, Beşiktaş'a ayak uydurduğu 90 dakikada, bir ton gol kaçıran Nobre'nin şık topuk golü, güne damgasını vuran tek güzellikti... *** Porto maçında yaşanan skor darbesinden sonra, aradan geçen üç gün içinde büyük bir değişim beklediğimiz Beşiktaş'ta, en ufak bir diriliş ve hırsı göremedik... Ertuğrul Sağlam'ın sakatlıklar nedeniyle zorunlu değişiklikleri de, takıma renk katamazken, yine bol bol gol kaçırmalar ve pas hataları yaşandı... Ali Tandoğan'ın güç kattığı defans bloğunda, Gökhan Zan'ın hava hakimiyeti dışında, İbrahim Toraman'ın toparlayıcılık görevini eksiksiz yerine getirmesi, siyah-beyazlı takımın en derli toplu bölgesi olarak savunmayı ön plana çıkardı dün... *** Gençlerbirliği, daha düne kadar Gerets'in saha içi katipliğini yapan yeni hocaları Stumpf ile, uzun ömürlü birliktelik sürdüreceklerini söylemek, daha ilk maçta belki doğru değil ama hiç de mümkün gözükmüyor... Ankara ekibi, o eski gücünden uzak, sadece rakibe mahkum bu futboluyla, ligde iyi sıralarda tutunursa, büyük bir şans olur... Dün gördük ki, orta saha fakirliğine, forvetteki kısırlık da eklenen Gençlerbirliği takımında, tek bir gol pozisyonu yakalanmazken, alkışı hak edecek tek bir hareketi de göremedik... Rakip işte böyle güçsüz, futboldan uzak olunca, zannettik ki, Beşiktaş coşacak ve gol olup yağacak... Ama nerde... Ertuğrul Sağlam'ın böylesine sıradan bir maçta dahi, yerinde oturamaması, onun ne kadar stresli olduğunun da bir göstergesiydi... Taktik, sistem, hafta içinde verilir ve en azından soyunma odasında son makyajlar yapılır... Ama Sağlam, her dakika saha kenarından talimat, ikaz modunda... Sahadaki futbolcular, çocuk değil ki... Nedir bu kadar kenar baskısı? Örnek mi? Genç Serdar Özkan'ın kulağı kenarda, gözü oyunda olunca, o beğendiğimiz, futboluna şapka çıkardığımız dinamikliğini de, dün göremedik... Uzun bir aradan sonra forma bulan Burak ise, dün gol kaçırma makinesiydi sanki... *** Hakem triosunun akort bozukluğu içinde götürdükleri karşılaşmada, akıllarda kalacak bir enstantaneyi notlarımız hanesine alamamanın sıkıntısı içinde, Beşiktaş'ın öylesine bir 3 puan alışına zoraki alkış tuttuk.. Nobre'nin attığı gol öncesinde Ali Tandoğan'ın gayri nizami taç atışını da, bu arada görmezliğe gelemeyiz hani...