Derede boğuldu!

Daha bir gün önce "Tamam bu iş bitti" diyen F.Bahçe; dün gece daha bu sezon tek derbi kazanamamış Beşiktaş'a siftah yaptırınca, ibre bir anda yine G.Saray'a döndü... Hani "Adam olacak çocuk" hikâyesi vardır ya... Dün İnönü'de ilk dakikalardan itibaren, ev sahibinin kontrollü, tedbirli ve rakibinin açıklarını kollayan oyun anlayışının, sürpriz sonucu getireceği çoktan belliydi... Sürpriz diyoruz, çünkü F.Bahçe'nin "şike" olaylarının kamçısı ve inanmışlığı nedeni ile korkulu bir ekip haline gelmesi; Beşiktaş gibi "Eleğini asmış" bir takım önünde asla zorlanmayacağının işaretiydi... Ama işte o büyüklük kompleksi yok mu, büyüklük... Hani o "Beşiktaş'ta kimmiş" anlayışı yok mu... İşte bu düşünceler F.Bahçe'nin başına çorap ören sebepler oldu... Siyah-beyazlı defansın, asla görev alanını terk etmeyen oyun yapısında, iki kenar savunucusu Hilbert ve İsmail bile, rakibin yarı sahasına girer girmez stop etme disiplinindeydi... Enrst ve Hilbert'in müthiş kontrollü oyununa ayak uyduran iki kişi vardı ki, birisi büyük sürprizdi bu isimlerin... Bahsettiğimiz kişi Quaresma... Günlerdir aç kalmış bir iştahlı adam gibi, saldırdı, koştu, mücadele etti... Almeida'ya attırdığı gol, buram buram ustalık kokan ve hatta ondan başkasının asla bu derece adrese teslim edemeyeceği bir klastaydı... İlk yarıda çaresiz kalan F.Bahçe, ikinci yarıda da Beşiktaş'ın akıllı futbol anlayışında kaybolup gitti... Hele Alex'in, hayatının en kötü futbolunu oynadığı bir gecede, onun bu halini çözemeyen Aykut Kocaman'ın, üstelik bir de Selçuk gibi sahanın iyilerinden birini çıkarması, Semih'e 90 dakika sabretmesi, bu maçın F.Bahçe açısından ziyan olmasının sebepleriydi... SAHANIN YILDIZI Beşiktaş'ın kazandığı bir derbide, F.Bahçe'nin yıldızlarının bolluğunda sahanın en iyisi hakem Fırat Aydınus'tu... Kusursuz bir maçın mimarı oldu Aydınus...