Türkiye'de konu sıkıntısı çekmeyen magazin basınını, kıskanmamak mümkün değil... Sabah, gece demeden günün üçte ikilik zamanını, meraklı gözlerle ekran başında geçiren müdavimler, hayatlarından son derece memnun... Tuğba Ekinci neresini sallamış, Hilal Cebeci, eşinden ayrılan Doğuş'un neden hâlâ peşinde, Bülent Ersoy, yaşı kemale ermişken, mini eteğe, göğüs dekoltesine neden hız verdi ? İpin ucu kaçtı bir kere... RTÜK'ün gözleri önünde, onu hiç takmayan televizyonlar, dedikodu çarklarını ve mikserliklerini tüm hızları ile döndürüyor... Alan razı, veren razı nasıl olsa... *** Devre arasını, transfer bombaları (!) ile geçiren spor dünyamız, elde avuçta bir şey olmamasına rağmen, şimdi gözlerini hafta sonuna dikti... Lig, tüm hızıyla mı, yoksa peşine taktığı şaibe, şike, teşvik ve de kavga ile mi huzurumuza çıkacak? Kalemlerin insafına kalmış, çenelerin çiğnemek için ardına kadar açıldığı bir ortamda, spor huzurunu bulacağımızı kimse garanti edemez... Çünkü bizim de, artık magazin basınımızdan farkımız kalmadı... Onların vücut dili üzerine kurdukları programlar ve yazılar, bizlerin de eline, saçmalıklar ve söz düelloları şeklinde geliyor... Bir yanlış hakem düdüğü, bakınız, ne belâlar açacak futbolumuzun üzerine... Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun verip de, Tahkim Kurulu'nun indireceği cezaların dedikoduları, nasıl saracak kulüplerin üzerini... Ve Federasyon'u devirmek için ortaya konan senaryonun sahnelenmesi veya oynanmadan gündemden düşürülmesi, kimleri dert sahibi yapacak? *** Toroğlu ve Çakar'ın hışmından ve aşağılayıcı eleştiri dozundan nasibini almamak için gördüğünü bile çalamayan hakemlerimize Allah kolaylık versin... Çünkü RTÜK'ün en ufak bir ikazda bulunmadığı, hakemlerin; haklarında konuşma yasağı koyamadığı Toroğlu ve Çakar'ın, Türk sporuna vereceği zararın, magazin basınının saçmalıklarından ve "Geyik muhabbetlerinden" ne farkı var? İşin kaymağını yiyen kişilerin dengesiz konuşmaları ve eleştirilerinin sahalara yansımasını süzemeyenlerin, bulundukları makamlarda ne işi var, anlamak mümkün değil... Yetkileri imrenilecek ama herkes tarafından da "dut silkeler" gibi sallanmaya çalışılan bir müessesenin ciddiyetini anlayamamak ve bu mesleği bozuk para gibi harcamak, sadece ağzı, burnu, mimikleri ve yerlerinden fırlamış gözlerin sahiplerinden başka kimin ekmeğine yağ sürebilir?.. Dünyanın gözünün, üzerimizde olduğu bir dönemde, bizlerin birbirimizi yeme politikalarını cezbeder hâle getirmemiz, futbolumuz için "pimi çekilmiş bir bomba" değil midir? *** Fortis Türkiye Kupası çeyrek final kuraları çekilirken dört büyüklerin 8 takım arasında birbirine düşmemesinin altında eğer bir şeyler ararsak, finalin de adını şimdiden söylemiş oluruz... UEFA Kriterleri'ne uygunluk belgesini idareten alan takımlarımızın, bu noksanlıklarını tamamlamasını istemek dururken, basit işlerle spor dünyasını çalkalamamız; bize hiç bir şey kazandırmaz... Hallerinden memnun olup, bu yüzden para harcamamak için transfere kalkışmayan zirve yarışçılarının üçünden biri, bu ligi nasıl olsa şampiyon bitirecek... "Senaryosu herkesçe bilinen" bir kurgunun seyircisi olmak, bizi fazla üzmemeli aslında... Madem ki seyirciyiz, madem ki, belli gurupların ve yöneticilerin borusu ötüyor, öyleyse bize isyan değil, kaderimize razı olmak yakışır... *** Spor basınında, hem maaş, hem klâs, hem de doğruluk ve gerçeklik dengelerinin asla sağlanamamasının altında yatan "aşırı istekler" bir "reyting savaşının" getirdiği bir düzen şartıdır... Birimizin, diğerini kıskanması gibi bir lüksümüzün olmayacağını belirterek, yolu "magazinsel otobandan" geçenlere hayırlı yolculuklar... Bazılarımız "patika yollarda" ömür tüketse de, bu işin gerçek emekçileri olarak saflarını koruyacak ve diğerlerine nazaran daha saygı ile anılacaktır... Ahhh "Dertleri bile zevk edinenlere" bir saygı duyabilsek... Bir Öcal Uluç, bir Necmi Tanyolaç, bir Atilla Gökçe, bir Sadık Söztutan olmak nasıl kolay değilse, her türlü pisliğe bulaştırılmaya çalışılan spor basınımızın içinde, dimdik ayakta kalabilmek de, o kadar zordur... Kalemleri birilerine batırmak için kullananlarla, onun asaletini bilenlerin yolları zaten her zaman ayrıdır... Öyleyse; herkes kendi yoluna... Uğurlar olsun... > NACIA boşluk yorumunu yaz Turkcell, Telsim, Avea 2866'ya gönder (4 SMS/ 8 Kontör)