Dokunulmazlar

A -
A +

Yüksek Seçim Kurulu'nun açıkladığına göre; TBMM'ni kaçacak delik olarak görenler hiç de az değil... Seçimlere katılacak adayların neredeyse dörtte biri sabıkalı... Yani bu dörtte bir, öldürme, tecavüz, karşılıksız çek, dolandırıcılık, hırsızlık, trafik suçları, adam dövme ve sahteciliğe bulaşmış insanlar... Ve bunlar, bir aksilik olmazsa, yakında "Dokunulmazlık" zırhını giyecek... Halen mahkemesi devam eden, kırmızı bültenle arananlar bile dört gözle seçilmeyi bekliyor... Bunlar yargıya hesap vermeye değil, bunlar meclise keyif çatmaya gidiyor... Çünkü yakında onlara polislerimiz selâm duracak... İşe bakın; kelepçe vuracakları adamlara selâm durmak... "Selâm katilim, selâm tecavüzcüm, selâm dolandırıcım..."  Sporumuzda da, milletvekillerinin dokunulmaz zırhlarına imrenenler o kadar çok ki... Aslında esas "Dokunulmazlar" burada... Başkanı, yöneticisi, hocası, futbolcusu... Bunlara lâf söylemek, tenkit etmek, haklarında ufak da olsa haber yapmak yasak! Bunlara yan gözle bakmak bile yasak... Bunlara "Ağam - paşam, canım - cicim" demek zorundayız sanki... Bunlar, adamı dövmezler, dövdürürler, bunlar kendilerini savcı yerine koyup ceza keserler, bunlar erkekliği şikayet zannederler... Patronlarına şikayet ettikleri çok meslektaşın biletini kestirmişlerdir bugüne kadar... Bunlara bulaşmak istemeyenlerin, vıcık vıcık yağdanlık pozlarına bürünmeleri boşuna değildir... Çünkü sonunda menfaat, çünkü sonunda sahte dostluklar vardır... "Mezara kadar değil, pazara kadar" sürecek menfaat dostlukları...  F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın basında barışık olduğu isimler öyle tonlarca değildir... Çünkü başkan, tenkidi sevmez, kravatsız resminin çekilmesini istemez... Çünkü başkanın "İstifa" veya "Git" sözcüklerine karşı alerjisi vardır... 4-2 kazandıkları bir maç sonrasında bile hakemi yerden yere vurup verilmeyen penaltıyı mesele yapar... Oysa Johnson ve Ali Güneş'e gösterilmeyen ikinci sarı kartları konu bile etmez... Gerektiğinde, otel odasına kadar girdiği gazeteciyi sözle hırpalar, gözdağı verir... Doğruları yazan gazetecilere, antrenman yasağı koyar, dilediğini, sözünü rahat geçirdiği televizyon kanallarına çıkartır... Sadece bununla kalsa iyi... Şimdi aleyhinde haber yapan ve kendisini beceriksizlikle suçlayanlar için suç dosyaları hazırlatır... Ama 5.5 yılda 4 defa ezeli rakipleri G.Saray'ın şampiyonluğunu görürken, kendisinde hiç suç aramaz, 7 teknik direktörü infaz ederek, yöneticilik ömrünü uzatır... Çünkü o "Dokunulmazlar" sınıfındandır...  F.Bahçe yönetimi, Atilla Kıyat Paşa'nın sesini kıstıktan sonra, uzun bir zamandır sesleri ve şovları izlenemeyen bir kaç yönetici önderliğinde, MHK, Federasyon, Tahkim Kurulu ve de Kadıköy'e gelecek hakemleri etki altına almak ve gözdağı verme taarruzu başlatmıştır... "Yine hakem oyunları gündemde" deyip, ileride kritik maçlarda olabilecek olayların şimdiden sinyalini vermeye çalışmaktadır... Şükrü Saraçoğlu Stadı'nın bazı tribünleri resmen işgal altındadır... Buraları ele geçirenlerin huyuna suyuna gitmezseniz, yönetimlerin ömürleri kısa biçilir... Tribünleri hegemonyasına alan "Dokunulmazlar" yüzünden aklı başındaki, gerçek F.Bahçe aşıkları, eşleri, çocukları ile sevdikleri takımı izlemekten hep mahrum bırakılmıştır... Çünkü, bunların oturması gereken yerlerde, kesilmiş kafalar, eli kılıçlı adamların bulunduğu bayraklar dalgalanmaktadır... Burası "Dokunulmazların" mekânıdır...  Bakınız, neleri konuşuyoruz... F.Bahçe'nin futbolu, golleri, puanları ve liderliği kenara bırakıldı, saha dışı olayları gündemi meşgul ediyor... Bize ne aslında bunlardan... Bize ne kendini "Dokunulmaz" zannedenlerden... Biz, F.Bahçe'yi "Şampiyon" diye alkışlamak isterken, birileri kollarımızı tutuyor, başımızı başka yönlere çeviriyor... Çünkü, başarısızlık başka türlü örtülemez ki...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.