Elbet bir gün!

A -
A +

İşin sonunun nereye gideceği karanlık... Belki, önlenemeyecek bir kin savaşı... Yıllarca sürecek, kan davası... Belki de, futbolun yasa ile ülke genelinde yasağı... İyimser bir sona yaklaştığımızı iddia edemiyoruz... Ne elimiz gidiyor, ne dilimiz... *** Tribünlerin parsellenmesi ve buraların rantçılara ikramı, kendiliğinden olmadı... Anadolu için değil bu söylediklerimiz... Futbolun büyüklerini içinde barındıran ve bu yüzden her dedikleri manşetlere yansıyan büyüklerin çanak tuttuğu bir çirkinlikten bahsediyoruz... Yönetimlerin denetim ve gözetiminde, yıllar öncesinden başlayan "bilet dağıtımı" belli bir kesimin cebini ve gücünü şişirince, önlenemeyecek bir rantiye artık fren tutmaz hale geldi... Stat büfeleri bile peşkeş çekildi... Stadyum etrafındaki büfeler de, aynı kişilere kaptırıldı... Tribünlerde türeyen liderlerin ve beyin takımının yönetiminde, herkes patron olup çıktı... *** Nasıl çıkmasın? Amigoların emirleri, demiri keser halde olunca, sıkıysa dediklerini yapma bakalım... Önce küfür, sonra tehdit, sonra da hafif okşama taktikleriyle sindirilenler, çaresizlik içinde, bu çirkin isteklere boyun eğmek zorunda kaldı... Aileler statlardan bir bir uzaklaşırken, serseriliğe özenenlerin çoğunlukta olduğu tribün çeteleri, kendilerini bir eyaletin valisi ve kolluk kuvvetleri gibi görüp, spor teröristi olup çıkıverdi karşımıza... Bunlar "dur" demekle durmayan "yapma" demekle yapmayan cinsten değil, azgın ve gözleri dönmüş olarak karşımıza dikilince, elden bir şey gelmez oldu... Çünkü, o bedavaya ele geçirdikleri liderliği, kolay kaybetmek istememeleri nedeni ile, kalabalık saldırılar ve tehditler altında gerçek sporseveri sindirdiler... Tribünler böyle elden gittikten sonra, artık yapacak bir şey kalmadı... Çünkü artık davul da, tokmak da onlarda... Binlerce biletlerin peynir ekmek gibi bedava dağıtılması, deplasmanlarda karşılanan her türlü masraflar, hâttâ özel uçaklarda yer ayrılması, tribün ordusunun bir zaferidir... İsterseniz karşı çıkın bakalım... "Yönetim istifa" sesleri arasında, kaç maç dayanabilirsiniz? Kaç maç küfürlere boyun eğebilirsiniz? Kaç maç, stada gülerek, sağa sola selam vererek gidebilirsiniz? Yollarda yürümek eskisi gibi kolay olabilir mi? Bütün bunlar, karşılıklı menfaatlerin doğurduğu bir rantiyenin eseri olarak, karşımızda durmaktadır... Sözden anlamayan, kendi düzenlerinin içine kimseleri sokmayan, sadece korku ve terör salarak, güçlendiklerini ilan edenlerin, Türk futboluna verdikleri zararın boyutları, inanılmaz çizgilere ulaşmıştır artık... Sınır tanımamazlık, başını almış gidiyor uygun adım... *** Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, tribünlere şirin gözükmek isteyen başka bir gurup yani "amigo yorumcular" sayesinde, tribün rantçılarının seslerini duyurmaları, bir başka büyük tehlikenin işaretidir... Amigo yorumcularının tek bir gayesi vardır... Tribünlere şirin gözükmek... Çünkü o zaman, arkasına baktığında "vur" deyince öldürecek bir gurubu almış olur... Yolda yürüyüşü değişir ve kendilerini "basının lideri" gibi görür... Sayıları büyük boyutlara gelmiş, kendilerini gazeteci sınıfından gören ama gazetecilikle uzak yakın ilgisi olmayanların çanak tuttukları çirkinlikler, bugün değil, yıllar sonra bile aşılmayacak engellerdir sporumuzun önünde... Tarafsız olamamanın zafiyeti içinde, insanı çileden çıkaran, sadece tek taraflı baktıkları olayları, biraz daha süsleyip, tribün rantçılarına şirin gözükmek uğuruna, gazete sütunlarını kullananların seçtikleri yol, sadece cep doldurmakla kalmaz, altında yatırım hesaplarının da yattığı bir geleceğin birikimi olur kanaatlerince... Üç kuruşluk menfaatleri için, insanları kullanan ve tarafsız olamayanların, aramızda en iyi menfaatlerle dolaşmaları da işin bir başka acı tarafı... Peki kim "dur" diyecek, rantçılarla, amigo yorumcuların birlikteliğine? Hiç kimse? *** Ülkede, yöneticilik ömürlerini, tribünleri ne kadar beslerlerse, o kadar uzun olacağına inananların kafa yapıları değişmedikçe, boşa yazar, boşa konuşuruz... İyi günde, şarkılar, türkülerle coşup, kötü günde, futbolcusuna küfür edip, taş atan taraftarın kalitesinden bahsetmek mümkün mü? Taraftar istedi diye alınan, o istedi diye gönderilen bir futbol organizasyonunun, gelecek için hiç bir şey ifade etmemesi, kulüplerin alt yapı yatırımını baltalayan en büyük etkendir... Yönetimlerin, besledikleri ama o beslediklerinin de esiri olduğu bir anlayışın çerçevesinde, gelecek için, yatırım yapması ne kadar beklenebilir? Çünkü günümüz "yöneticilik profilinde" hatalarını, beceriksizliklerini örtmek için, ranta bağladıkları "tribün mafyası" sayesinde, gerçeklerle değil, sanal işlerle uğraşmak yatar... Onların, beceriksizlik kanalında boğulurken bile, birilerini kullanmaları, artık, alıştığımız konulardır... Hem tribün pisliğini, hem de basının içindeki "amigo ağzı" ile yazı yazdığını zannedenlerin uyduruk gazetecilik kültürleri (!) ile günü kurtaranlar, iktidarlıkları sona erdiğinde, beş para etmez bir kostüm içinde, insan içinde dolaşamayacak durumlara düşecektir... Bunun örneklerini biran evvel görmek için hem sabırsızlanıyor ve hem de lânet okuyoruz... > NICIA boşluk yorumunu yaz Turkcell, Telsim, Avea 2866'ya gönder (4 SMS/ 8 Kontör)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.