Elden gelen budur

A -
A +

Dün sabah, gazetelerde duygusal bir fotoğraf dikkatimizi çekti... Poşete sarılmış (yanlış anlaşılmasın) bir deste para... Tamı tamamına 29 bin 357 TL... Bu para, bu sezon başına gelmedik kalmamış; bir yağmacılığın esiri olmuş; başkanına Ferrarisi'ni bile sattırmış A.Gücü'lü futbolcuların galibiyet primiydi... Taraftarlar kendi aralarında toplamışlardı bu parayı... Ve analarının ak sütü gibi helal ettikleri o parayla, sarı-lacivertli futbolculara destek vermek adına onurlu ve duygulu bir tablo sergilemişlerdi... İşte bu bahsettiğimiz A.Gücü, dün gece karşısında Beşiktaş gibi, zirveye ortak olmak için hızlı adımlarla koşan bir büyüğe karşı direnmeye çalıştı... Siyah -beyazlı takım, karşılarında hiç tanımadıkları 5-6 gençle takviyeli A.Gücü'nü hiç de yabana atar gibi görüntü içinde değildi... Üstelik ilk yarıda, kalesinde tehlikeyle burun buruna gelen takım Beşiktaş'tı... İki kenar savunucusu Ekrem ve İsmail'in zaaflarını iyi kullanan A.Gücü, Turgut ve Ergin Keleş ile, siyah-beyazlı savunmayı kale önünde çakılı tuttu... Bu nedenle de forvete gerekli lojistik destek gerektiği gibi verilmedi... Fernandes'in müthiş gayreti ile rakibi çökertme planları yapan Beşiktaş, Simao ve Almeida'nın çok kötü gününde olması nedeniyle, forvetsiz kaldı adeta... İkinci yarıda futbol adına enstantanelerin bollaştığı karşılaşmada, Beşiktaş'ın A.Gücü kalesinde fazlaca tehlikelere imza attığını gördük. Bilhassa Fernandes'in kornerleri, ev sahibi takımın yüreğini ağzına getirdi defalarca... Ama 90 dakika bittiğinde, karşımızda bir gurur tablosu duruyordu... A.Gücü... HİÇ HESAPTA YOKTU Bir tek yabancısı kalmamış adeta "yerli malı, yurdun malı" diyen A.Gücü'nün onurlu mücadelesi ve onun bu inadının karşısında Ankara'da iki puan bırakan Beşiktaş, hiç hesapta olmayan bir kayıp gecesi yaşadı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.