Evlerimiz ne oldu?

A -
A +

Gazetecilik, dışardan bakıldığında "câzip" içten bakıldığında ise "ya nasip" bir meslektir... Hele spor basını... Bundan 10 sene öncesine kadar, saygınlığı, ağırlığı ve de okunurluluğu bakımından "1 numara" olan bu meslek, hızla erozyona uğrayarak, bu gün "sıradan" bir iş durumuna getirilmiştir... Bu meslek bir zamanlar "Yazdı mı oturtur" cinsindendi... Bugün ise "Yazsa ne olur, yazmasa ne olur" lâubaliliği içinde dalga geçilen konuma sokulmuştur ne yazık ki... *** Mesleğe başladıktan tam 5 sene sonra imzası ancak çıkmış bir spor gazetecisi olarak, şimdi bir günde gazeteci olup, boy resmi ile büyük puntolarla imzası, sayfaların baş köşesine oturtulanları kıskanmamak mümkün mü ? Haysiyetleri ile birlikte bir de, sendikal hakları da tüketilenler "zor şartların zor adamları" kalarak, çile çekmeye mahkum edilirken, çaresizlik içinde ellerimizin kollarımızın bağlı bırakılması, ne yazık ki; geçerliliğini, bu günün şartlarında bile, hâlâ korumaktadır... O zamanlar, gazeteci doğulmazdı, olunurdu... Bugün ise, ne doğum sancısı, ne doğum süreci bekleniyor... Bir "Hokus pokus" alın size, gazetelerin ve televizyonların "baş aktörleri" *** İşin en acı yönlerinden birisi de, köşeleri kaptırmamız değil, o köşelere bir çırpıda tepeden inme oturtulanların, aynı zamanda ceplerini de inanılmaz şekilde şişirmeleri... Bu mesleğe, helâlinden ömür tüketmişlerin "kıt-kanaat" evlerindeki çarkı döndürmelerindeki zorluklar, yıllardır bir türlü rayına oturmamıştır... Mutfakta, öyle veya böyle bir şeyler kaynar, sofralara gelir... Ama çocukların yaşlarıyla birlikte, dertlerinin de büyümesi, mesleğimizin emekçilerini hep zorlayan nesne olmuştur... Kira köşelerinden kurtulmanın, bu şartlarda imkânsız olduğu aşikârdır... Bunları en iyi anlayanlar ise, o sıkıntıları aynen yaşayan bizler olmak zorunda olduğumuzdan, bazı çareler üretmek zorunda kaldığımızı hep bilmişizdir... *** Geçen Şubat ayından beri, TSYD İstanbul Şubesi olarak bir hayır işine soyunduk... Evsiz meslektaşlarımızı ev sahibi yapabilmek için, nüfuzumuzu kullanıp "aracı olarak" bazı girişimlerde bulunduk... İlk önce, o günlerde çıkması beklenen "Mortgage Yasası" doğrultusunda, bazı yabancı firma ve bankalarla çok olumlu görüşmeler yaptık... Prensipte anlaştık... İş kaldı, arsa işine... Önce Beylikdüzü Belediye Başkanı Sayın Vehbi Orakçı ile dirsek temasında bulunduk... Sağ olsun, her türlü yardım, gerek arsa, gerekse bitmiş ev konusunda tüm isteklerimize olumlu yanıt ve söz verdi... Bu söz hâlâ bugün de geçerliliğini aynen koruyor... Daha sonra Şişli Belediye Başkanı Sayın Mustafa Sarıgül ile konu hakkında bilgi alışverişinde bulunduk... Kendisi, 100 medya mensubu ve ekranlar önünde, bölgesindeki birkaç arsa işinin halledilmesi halinde, inanılmaz inşaat yapımı yardımında bulunacağını açıkladı... Bu söz de, bugün hâlâ geçerliliğini koruyor... *** Ve iş sonunda Devletimizin tepesine dayandı kaldı... Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin, konuyu kendisine açtığımızda bizlere aynen şunları söyledi: "Böylesine sevap işinde benim de katkım bulunacaktır" Sayın Bakan, bizleri gereken mercilere havale etti... TOKİ Başkan Vekili Sayın Erdoğan Bayraktar, her konuda yardımcı olacaklarını, mutlaka evsiz gazeteci arkadaşlarımızı, kira köşelerinden kurtulması konusunda destek vereceklerini söyledi... Ve bizi, yardımcısı Sayın Levent Akça'ya havale etti... Ama iş, burada birden tıkandı nedense... İlk zamanlar, her görüşmede telefonumuza çıkan Sayın Akça, sonradan bizden kaçar hale geldi... *** Ve sonunda biz, baştan beri her işimize koşan, destek veren, önce değerli dostumuz, sonra da Gençlik Spor Genel Müdürü olarak saygı duyduğumuz Sayın Mehmet Atalay'a gittik... Çünkü o bizim meslekten gelen bir müdürdü... Çünkü o, evsiz meslektaşlarımızın derdini en iyi bilen kişiydi... Şimdi top onda... "Siz her işi bana bırakın, Ankara'daki tüm işlerinizi ben halledeceğim ve çözeceğim" diyerek, tüm sorumluluğu üzerine aldı... Sayın Atalay'ın, meselemizi çözeceğine adımız gibi eminiz... Her dakika görüşmeler yapıp bilgi aldığımız bu değerli dostumuz, bir gün bu meslekte ev sahibi olamamışların derdine merhem olursa, ona edeceğimiz duaların büyüklüğü işte o zaman ortaya çıkacaktır... *** TSYD'nin evsiz dostlarının sabırsızlığını her gün dile getirmeleri son derece haklı bir konu... Ama başta "Mortgage Yasası'nın" henüz çıkmaması ve bazı bürokratların işi nedense hafife alması yüzünden günler günleri kovaladı... Ama biz, önce Sayın Bakan Şahin'e, sonra TOKİ yetkililerine, bize her konuda destek sözü veren Mustafa Sarıgül ile Vehbi Orakçı Belediye Başkanlarımıza ve de en önemlisi, Gençlik Spor Müdürü Mehmet Atalay'a ve teşkilatına güveniyoruz... Biz bedava ev istemiyoruz... Biz, uygun şartlarda ev istiyoruz... Söz verilen işlerin mutlaka yapılacağına inancımız tamdır... Çünkü söz verilen yer, TSYD ve onun değerli üyeleridir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.