Bugünlerde Türkiye'nin üzerine "nisan" yağmuru, Irak'ın üzerine ise bomba yağıyor... Birisinde bereket, diğerinde ise ölüm, acı, korku var... ABD, haddi olmayarak, bir başka ülkeye "Özgürlük" adı altında sahiplenme operasyonu yapıyor... Binlerce insan - çoğu da günahsız çocuk, kadın ve yaşlı - can veriyor bu iğrenç savaşta... Amaç başka... Aslında, petrol için, bir ülkenin içine ediliyor... Dünya seyirci, dünya insanları seyirci, "Baba" geçinen medeniyet seyirci... Amerikan halkının büyük bir çoğunluğu, Başkan Bush'un düşüncelerine ters... Onunla paylaşacakları bir ortak nokta yok... Bush, babasının on yıl önceki istilâcı niyetini, 21.yüzyılın en büyük çirkinliği ve vahşeti olarak sergilerken, kulaklarını "Yeter artık, dur" diye bağıran insanların sesine tıkıyor... Irak'ta, yok yere ölen oğlu için, bir baba elinde evlâdının resmi, feryat ediyor: "Bush, bu benim tek oğlumdu... Onu bana geri getir !" Geri gelmeyecek bir ümit için feryat... Ve bir başka fotoğraf... Bir tabut içinde kanlı elbiseleri ile yatan 3 çocuk ve onların başında feryat eden bir baba: "Bu çocuklar sana ne yaptı Bush?" Evet "Ne yaptı" çocuklar, yaşlı kadınlar, zavallı günahsız insanlar... Bir ülkeyi sevmenin bedeli, böyle mi ödetilir insana... Bu günlerde koskoca Amerika Başkanı için "Komik, salak, aptal" fıkraları üretiliyor... Bir başkan, yanındaki üç - beş kişinin dolduruşu ile dünyanın nefretini kazanıyor, farkında değil... Duymuyor... Duymuyor... Duymuyor!.. F.Bahçe'de 5.5 yıldır görevde kalıp, başarısızlık adına abidesi dikilecek (!) hâle gelenler, şimdi herkesin gitmelerini beklediği bir anda yine "Devam" çığlıklarıyla boy gösteriyor... Ne yaptılar ki "Devam" diyorlar... Saltanatları süresince, G.Saray'ın 4 şampiyonluğu önünde eğilen bu "Devamcı" yönetim, F.Bahçe'yi gönülden sevenleri, bir sene daha inletmek için "Gitmem" diyor... Stad ve tesis narkozuyla, "Görevimizi yaptık" diye böbürlene böbürlene ortalıkta dolaşmaya yüzleri olan bu yönetim, ağlayan, kahrolan, başı öne eğik gezen taraftarını hiçe sayıyor... Çünkü biliyor ki; bir avuç paralı lejyoneriyle tribünleri susturacak, yandaş gazetecileri ile basında ortalığı güllük gülistanlık gösterecek... 70 milyon dolara yakın borcu ikide bir "Kucağa bırakılacak bomba" diye takdim edip, göreve taliplere "Gözdağı" vererek, tek kalacak... "F.Bahçe'yi sülük gibi emiyor" dediği bir Vakıf başkanını bile tatlı vaadlerle (!) kendi safına çekecek.. Zora geldi mi de "Beslediğim basın" yakıştırması ile eleştirilere "Dur" diyecek... F.Bahçe'nin internet sitelerinde artık desteğini kaybeden bir başkan ve yönetimin inatla hâlâ "2004 Olağan Kongresi'ne kadar" devam kararı, sadece bir hırs, inat ve de Ali Şen korkusudur... Sportif alanda başarısızlıklarıyla tarihe geçen bu yönetim değildir tek suçlu... Ona yağcılık uğruna "Görevde kal" tavsiyesinde bulunan Yüksek Divan Kurulu'dur... Bu kurul, futbolcu ve teknik direktör "Öğütme makinesi" haline gelmiş, milyon dolarları hesapsızca harcamış bu yönetimden hesap soracağına, nasıl oluyor da "Kal" tavsiyesinde bulunabiliyor... Ve bu yönetime, Oğuz Çetin gibi deneyimsiz, adı kulislere karışmış birisini tavsiye edip, hâlâ arkasında durduklarını söyleyen "F.Bahçeli medya spor yönetici ve yorumcuları" sizler de geçen 5.5 yılın muhasebesindeki başarısızlıkta imza sahibisiniz... Sadece bunlar değil, kucaklarına bomba bırakılacağından ürküp, F.Bahçe'ye hizmetten kaçan başkan adayları, kongre üyeleri, sizler de baş suçlusunuz... Bir koca F.Bahçe, başarısızlık, hüzün, hasretle kolkola girmiş gidiyor, siz birer seyirci gibi, zoraki alkışlarla suça iştirak ediyorsunuz... Son Yönetim Kurulu toplantısında yönetici Nihat Özbağı "Sürekli hoca değiştirip, futbolcu gönderiyoruz ama bir şey değişmiyor" diye isyanını dile getiriyor... Ama bu söze, Nihat Özdemir ve başkan karşı çıkıp "Birlik ve beraberlik" içinde "Devam" diye karşılık veriyor... Nedir bu inat? Nedir bu milyonlarca F.Bahçeli'nin hissiyatına kulak vermemek? Nedir bu, transfer uyutuculuğu, hocaya destek klasiği? Bakınız, şampiyonluk gelmeyince, tribün inşaatını bile yarım bırakanlar, başarı gelmediği halde, F.Bahçe'nin yakasından düşmüyorlar... Amerika'da, Irak'ta oğlu öldürülen bir baba feryat ediyor: "Bush, bu resimdeki oğlum, benim tek aşkımdı... Onu bana geri ver!" Ve şu günlerde, elinde bayrağı, yüreği sarı-lacivertli renk için küt küt atan taraftar da, tarihin affetmeyeceği başkanına sesleniyor: "Al tesisini, stadını başkan... Bize, bizim F.Bahçemiz'i ver!"