Futbolun arenasında, futbol adına tek bir güzellik yer almaz mı? Transfer mevsiminde naz küpüne dönüp imzalarını milyon dolar almadan atmamak için direnenlerin haline bakınız. Dün gece İnönü'de resmen futbol katledilmiş Beşiktaş'ın isteksizliğine G.Birliği de oybirliğiyle adeta iştirak etmişti. *** Tigana'nın kalması yönünde niyetli gözüken Beşiktaş yönetimi aslında bu hocanın kaçması için her yolu deniyor. Fransız Hoca'ya 2 gün önce sunulan bir Brezilyalı'dan inanın Tigana'nın haberi olduğunu zannetmiyorum. Adamın derdi başka, yönetimin dermanı başka. Mustafa Doğan - Çağdaş ikilisinden defans kurgusu kurmak mecburiyetinde bırakılan Tigana, çaresizliğini ne kadar haykırsa da duyuramıyor. Günümüz futbolunda oyunun kurgusu defans bloğundan başlıyor. Ama gelin görün ki, Beşiktaş defansında İbrahim Toraman'ın yokluğunda "kurgu" değil, "vurgu" var. Gelen topa vur, giden topa vur. Bu kadar karmaşanın yaşandığı bir oyun şekliyle hangi güzelliği yakalayabilirsiniz ki? *** Tümer ve Sergen'in beraber oynayıp oynamayacağı yolunda tartışmalar hep yapıldı. Ve dün gece ikisi beraber çıktı sahaya. Gördük ki, "Sergen ve Tümer asla beraber oynayamaz." Her serbest vuruş öncesinde topun başına ikisi birden gidiyor. Önce kapan atışı yapıyor. Belli ki, içten içe bir çekişme, bir problem var aralarında. Durum böyle olunca da, zararı tabii ki, Beşiktaş görüyor. Defans dağınıklığı forvette de kendini yeterince hissetirince gol yolları bulmak zorlaşıyor. Futbol adına güzellikler yaşanmıyor, yaşatılmıyor halince. G.Birliği Ali Güneş'in uzaktan vurduğu şutu çok erken kalesinde görünce, oyun disiplinini kaybedip kötü Beşiktaş karşısında bile varlık gösteremedi. Hele F.Bahçe'ye şimdiden söz veren Uğur Boral'ın çıtkırıldım hâli, forvette Isaac'in etkisizliği Ankara ekibinin havasını kaçıran manzaralardı. Hakem Arzuman da bu kötü oyunun bir başka kötü aktörlerinden biriydi. Çifte standart uygulayıp G.Birliği'ne kolay, Beşiktaş'a çok çok zor kartlar çıkardı.