Git işine Yanal!

A -
A +

Futbol dünyasına "bilgisayar tekniğini" sokmakla alkışlanan ve o bilgilerin çoğu zaman kendisini yanılttığının farkına varamayan Ersun Yanal, şimdi Lig TV ekranlarında yorumculuk yapıyor... Ama ne yorumculuk! "Sağ kulağını, sağ elinle göster" diye sorulan kişinin, sol eliyle sağ kulağını göstermesi; kestirme yolu bilmeyen şoförün "kestirmeden gideceğim" diye ara yollarda kaybolması gibi işi uzatarak konuşan Yanal'ın, G.Saray-İstanbul Büyükşehir Belediye karşılaşmasından sonra bir gazeteye verdiği kısa yoruma bakınız: "Rijkaard'ın Arda'yı oyundan çıkarmasına bir anlam veremedim... Oysa Arda, sarı-kırmızılı takımın ayağında top tutan tek silahıydı..." Bilen bilmeyen zanneder ki; Arda ilk yarıda oyundan alındı... Bu futbolcunun sahadan çıkması 90. dakikada... Yani Rijkaard, son saniyelerde vakitten çalmak için böyle bir değişikliğe gidiyor... Ne var bunda? Şanssızlık, Arda'nın yerine giren Aydın'ın 90+4'te golün geldiği faulü yapması ve G.Saray'ın liderlikten olması... Ama 90. dakikadaki Arda-Aydın takasını lüzumsuz gören bir eski teknik direktörün, meslektaşını, beceriksiz ve lüzumsuz değişiklik üstadı olarak göstermesi ne kadar ayıp... Yanal, hatırlar mı bilmeyiz... Trabzon'da oynanan 18. Dünya Kupası Avrupa Elemelerinde, Gürcistan milli maçında (04 Eylül 2004) sahanın en iyi oyuncusu Hakan Şükür'ü 79. dakikada oyundan alan Ersun Yanal, rakibin bu değişikliği fırsat bilerek, 80. dakikada sahaya sürdüğü futbolcusu ile kazandığı beraberlik golünün, bize ülke olarak nelere mal olduğunu ne çabuk unuttu? Daum'a, beraat adaleti! Son haftalardaki kötü futbolla, sonunda liderliği sarı-kırmızılı G.Saray'a değil, bir başka aynı renkteki Anadolu ekibi Kayserispor'a kaptıran F.Bahçe'de, Başkan Aziz Yıldırım adeta çıldırdı... Anında faturayı Federasyona, Tahkim Kuruluna ve "Bunlarla bu lig bitmez" dediği hakemlere çıkardı... Canı yandığı vakit, sessizliğini bozan Yıldırım'ın, şu günlerde spor sahalarında sakin olmak zorunda kaldığımızı, tribün terörünün bitirilmesi için yapılan çalışmaların hız kazandığı bir platformu hiçe sayarak, taraftarının fitilini ateşlemesi doğru mu yani? Sahadaki takımının Alex gibi "Futbolcuya dayalı düzen" içinde galibiyet ve puanlar bulmasını, 15. haftada fark etmek, en son Yıldırım'a nasip (!) oldu nihayet... Oysa tarafsız yazılanları, yorumları dikkate alsaydı, kendisine ve kulübe kötülük yaptıklarının farkında olamayan "yağcılık" yapanları, elinin tersiyle itebilseydi, bugün F.Bahçe en yakın rakibine en az 5 puan takardı... Olan oldu... Yönetim tüm futbolculara pek inandırıcı olmasa da yüklü cezalar kesti veya kesecek... Yüklü derken, iki galibiyet primi neredeyse... Ama bu takımın teknik direktörüne bir yaptırım yok... Adam harcama rekoru kıran bir teknik direktör (Uğur, Deivid, Bekir, Semih. Selçuk, Deniz) hiç mi suçlu değil? Yılda 3,5 milyon euro alan birisinin futbolcular cezalandırılırken beraat etmesi, hangi adalet ölçüleri içinde değerlendirilebilir ki? Ama Daum, bir zamanlar kovulduğu halde, şimdi ayaklarının altına "kırmızı halı" serilerek getirilişinin avantajını ve bu defa yaptığı sözleşmenin de gücüyle, kötü gidişin "sorumlusu" değil "korumlusu" olmuş gibi sanki... Şimdi 30'ar bin dolar ceza yiyen futbolcunun, hocasına bakış açısının altında, güzellikler aramak mümkün mü? Şampiyonluk, Anadolu'ya gi-de-mez Lig tarihimizde Trabzonspor dışında şampiyonluk tadamamış Anadolu'nun bir gün, bu muradına ermesini boşuna bekliyoruz... Çünkü şartlar eşit değil... Çünkü para sıkıntısı onlarda... Çünkü onlar, İstanbul'un büyükleri gibi rahat borçlanamıyor... Çünkü onlar, sponsorların desteğini yeteri kadar alamıyor... Çünkü onlar, hakemlerin, federasyonun üvey evlatları... Çünkü onlar, tribün desteğini tam olarak bulamıyor... Ve en önemlisi... Yıldızı parlayan futbolcularının, İstanbullu 3 büyükler tarafından ellerinden alınmasına ses çıkaramıyor... Şartların ve parasızlığın esiri olarak da, sezon ortasında kafaları çelinen ve "Seni istiyoruz" diye kandırılan futbolcularının, birden bire form düşüklüğü ile zirveden tıpış tıpış iniyor adeta... Yazın bir tarafa... Kayserispor sivrildi ya biraz; yakında Ali Turan'ın, Makukula'nın, Cangele'nin, Mehmet Eren'in isimleri transfer gündemini oluşturacaktır... Paranın da cilalayacağı düşünceler yüzünden, Kayserispor'un zirve inadı bir anda bitecektir... Geçen sezon tıpkı Sivasspor'da Mehmet Yıldız nasıl yok edilmiş ve aklı transferle çelinmişse, aynı senaryo, bu defa belki Kayserispor, belki Bursaspor için de, sahneye konacaktır... Biz bu filmleri, çoook gördük, çoook...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.