Gitti o Beşiktaş geldi bu Beşiktaş

A -
A +

Daha birkaç gün önce, İnönü'yü İngiltere'nin en güçlü ekibine, seyircisinin müthiş desteği ile dar eden Beşiktaş, dün İstanbul Büyükşehir Belediyespor'dan aldığı bir puana şükretti... Siyah-beyazlılarda, yorgunluğun yanı sıra, beceriksizliğin de büyük boyutlara erişmesi yüzünden, şampiyonluk yolunda çok önemli 2 puan yitirildi... *** "Liverpool Fatihleri" diye seyircisinin bağrına bastığı Beşiktaş, yarı gündüz, yarı gece maçında, sanki birer fatih değil, hayaletti... Sahaya çıktıklarında, Liverpool karşısında kendilerini ateşleyen seyircisine teşekkür pankartı taşıyan siyah-beyazlılar, oyunun dakikaları ilerledikçe, ayakta duramaz hale geldi... O, arı gibi çalışan Serdar Özkan bile, koşmayı bırakın, yürüyecek halde değildi... Orta alanda Cisse'nin, arkadaşları tarafından "yalnız adam" gibi ortada bırakılması yüzünden bir türlü topa sahip olunamaması, Tello'nun, duran toplar dışında pas yüzdesinin zayıflığı, dünkü Beşiktaş'ın hep olumsuz yanlarıydı... *** İstanbul Büyükşehir Belediyespor, Beşiktaş'ı yorgun ve isteksiz bulacağını umduğu için, teknik direktörleri Abdullah Avcı, kalelerindeki her atakta dahi, forvetlerinde hep iki kişiyi bırakarak kontratak golü aradı... Adriano ile başa çıkabilmek için, adeta tüm Beşiktaş savunması "seferberlik" ilan etmişçesine, hep bu siyahi oyuncunun üstüne odaklandı... Adriano, her topa yükselişinde Gökhan ve İbrahim Toraman, hep anlaşmazlık içinde gözüktüler... Orta sahanın mutlak hakimi ise yine bir İstanbul Büyükşehirli Razundara Tjikuzu idi... Sanki bir mıknatıs gibi her top bu futbolcunun ayaklarına yapıştı.. Göğsünde yumuşadı... Her servis onun ayağından çıktı... *** Beşiktaş forvetlerindeki beceriksizliğin baş mimarı, arkadaşlarına hiçbir yardımda bulunmayan, sadece hazır top bekleyen genç futbolcu Burak'tı... Çakılı bir santrfor edaları arasında sahada ayakta kalmaya çalıştı... "Tigana'nın Prensi" bu defa Ertuğrul Sağlam'ın da gözdesi olmaya başlamış gözükürken, bunun cezasını ne yazık ki Beşiktaş çekmeye başladı... Burak'ın vurdumduymazlığına bir de Delgado da eşlik edince, ilk 45 dakikada, Beşiktaş'ın tek bir tehlike atağını göremedik... Neyse ki, 60. dakikada Nobre'ye yerini bıraktığında, Beşiktaş'ın atakları az da olsa hızlandı... Bundan birkaç dakika önce kaleci Hakan'ın adeta bir golü 3 defa kurtardığına şahit olduğumuzda, Beşiktaş kaçan bu pozisyona bin defa dua etti... *** Koca Beşiktaş'ın ikinci yarıda, muhteşem seyircisinin desteğiyle direkte patlayan tek şutu dışında, heyecan veren bir güzelliğine şahit olamadık... Bu yarının, ilk yarıdan tek farkı, iki takımın da daha istekli, daha mücadeleci görüntüsüydü... Çünkü Ricardinho ve Nobre faktörü, en azından Beşiktaş'ı ezdirmeyen, sahada ayakta tutan moral kaynağı olarak, üç puanın değil, bir puanın alınmasında rol oynadı... BENİM YILDIZIM Liverpool maçında da harika kurtarışlarıyla günün adamı olan kaleci Hakan dün, mutlak 3 gol pozisyonuna, inanılmaz kurtarışlarıyla geçit vermeyerek, yine kahraman oldu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.