Belki yeri değil... Üstelik daha 28 Mart 2009'daki İspanya maçına aylar var... Milli Takımımızın nadasa bırakıldığı şu günlerde, o formayı giymek için kapıyı zorlayanların sayısı çok olunca, bize de "avukatlık" yapmak düşüyor halince... İşin sevindirici yönü, şu günlerde formunun zirvesinde olan, bilhassa Anadolu'nun "futbol ihtilaline" hazırlanışında bayraktarlık yapanların, sayısal çokluğu ve bunun da sevindirici bir tabloyu karşımıza sunmasıdır... 19 Kasım'daki Avusturya özel karşılaşmasının, bir ön sınav gibi düşünülmesi gerektiğini de dikkate aldığımızdandır bu telaşımız... *** 60 milyon euroluk yeni transfer yaparak, para konusunda cömertlik rekoru kıran F.Bahçe'nin, kenarda sakatlık nedeni ile oturttuklarının bir çırpıda ve liste başı olarak Milli Takıma davet edildiği günümüzde "ağzıyla kuş tutanların" görmezliğe gelinme dönemi, umarız yakın zamanda bitecektir... 34 yaşındaki Tümer, bugün sarı-lacivertli takımın yedekliğine demir atmışken, Fatih Terim, onu ay-yıldızlı kadro için, kafadan davet etmekte hiç bir sakınca görmez... Ya Emre? Onun için "manevi oğlu" yakıştırmaları boşuna değil... Son Avrupa Şampiyonası'nda bir maç oynayabilen, onda da, yenilgiyi önleyemeyen Emre, bugün spor medyasına yaptığı o çirkin hareketin özrünü bile dilememişken, bir de o hareketi çektiği koluna kaptanlık bandı takılarak karşımıza getirilip alkışlattırılmıyor mu, işte bu kahrediyor bizleri... Ya Beşiktaş'ın yedekleri Gökhan Zan, Batuhan? Futboluyla değil, hakeme itirazları ve kafasına göre futbol anlayışıyla Beşiktaş taraftarının bile gıcık oldu Serdar Özkan? Yine Beşiktaş'ın en sakar ismi Serdar Kurtuluş? Getafe'de oynayan İbrahim Kaş? G.Saray'ın yedeği Aydın Yılmaz? *** Hepsi bu kadar olsa iyi... Disiplinsiz Kazım, Sabri, Ayhan, Uğur da var daha... Bu isimlerin neden Milli Takımda olduklarını sorgulamıyoruz biz... Hak edenlerin neden dikkate alınmadığını merak ediyoruz sadece... İşte ligin zirvesi... Anadolu ihtilale hazırlanıyor... Adım adım geliyor, hem de cümbür cemaat... Kim bu takımları sırtına almış taşıyanlar? Trabzonspor'da Egemen, Serkan Balcı, Selçuk... Sivasspor'da, Mehmet Yıldız, Sezer, Sedat, Abdurrahman... Ankaraspor'da Mehmet Çakır, Uğur, Özer... Kayserispor'da Ali Turan, Eren, Aydın, Mehmet Topuz, Ragıp, Mehmet Eren... G.Antep'te, Bekir, Erman... Bursa'da, Mustafa Sarp, Sercan, Ömer... Eskişehirspor'da, Sezgin, Serdar, Bülent Kocabey, Tayfun... Say say bitmiyor... *** Tabii ki milli forma için futbolcu seçimi Fatih Terim'in yetkisinde... Onun kadar seçicilik meziyetlerimiz olmasa da, Türk futbolunda yıldızlaşan isimlerin haklarının da yenmeme taraftarıyız... Bu kadar bollukta, kadro eziyeti çekmek, başka Estonya kazalarını da, beraberinde getirmez mi? O milli formayı "Nasıl olsa kafadan çağırılacağım" diyenlerin tekelinden kurtarmak Fatih Terim'in elindedir... Terim, "Ben inandığım, bu yola baş koyduğum şu isimlerle devam edeceğim" inadından ziyade, o formayı hak edenleri göreve davet ederek ödüllendirme yoluna gitse, Milli Takımın gücü de, kendiliğinden artmış olmaz mı? Bir tarafta, ağzıyla kuş tutsa, Milli Takıma seçilemeyeceğini bilen gerçek neferler... Diğer yanda ise, sakatlığı, yedekliği asla dezavantaj olmayan şanslı kesimler... Siz Milli Takımı nasıl formda tutabilirsiniz bu anlayışla? Hak eden, hak ettiğini alamazsa, üstelik etmeyenin ise, havasından geçilmezse, bu Milli Takım olayında bir terslik yok mudur? Yukarıda saydıklarımızdan, bir kaç tanesi kazandırılamaz mı Milli Takıma? Türk futbolunda sadece ligdeki alkış karın doyurmuyor... O alkışı hak edenlerin, gerçek hak edişleri milli formadır... Onlara bu imkanı vereceklerin, ellerini vicdanlarına koyup, millet adına düşünmelerinin beklentisi içindeyiz... "Herkesin serçesi, kendine bülbüldür" ama "Demiri pas, yiğidi de yas çürütür" Bu da unutulmamalı...