Gönderin şu adamı!

Ben sizi, bir dakikalık saygı duruşuna değil, ayağa kalkıp, bir takımı alkışlamaya çağırıyorum... Samsunspor, yoğun bakımda, hayati fonksiyonlarını yitirmiş, tam fişi çekilecek hasta iken, birden canlanan ve ayaklanan hastaya benziyordu dün... O yüzden alkış istiyorum ya sizden... Yönetimi değişmiş, taraftarının keyfi yerine gelmiş, hatta "1 Nisan şakası" yaparak "Yönetim istifa" diye maçın başında işi şamataya vurmuş tribünlerin önünde, Beşiktaş'ı evire çevire yenen ligin dibine demir atmış bir takım, şimdi o limandan "yelkenler fora" diyerek, ümide yelken açtı... Bu yüzden alkışlayalım o Samsunspor'u... Başta Uğur Boral'ı... Onu F.Bahçe'de bile bu kadar hırslı görmemiştik... Tek golün sahibi Murat Yıldırım'ı... Ve de kaleci Ertuğrul'u... Bu kadar alkışlanacak bir takım karşısındaki Beşiktaş ne yaptı peki? Daha doğrusu ne yapabilirdi ki? Quaresma'yı eğlendirdi... Adam, vurdumduymaz... Adam "Bu lig daha bitmedi mi" diye sıkıntısını dile getiren soruyu bir türlü söyleyemeyen bir tip... Adamın arkadaşlarına saygısı hiç yok... Veli koşmuş, Necip didinmiş, Almeida top beklemiş, Fernandes arı gibi çalışmış, umurunda mı? Kimse Quaresma'dan Süper Final'de ve şayet kalırsa gelecek sene bir şey beklemesin... Onun eleği duvara asılı artık... Cenk'in yediği gole tabii ki şapka çıkarılır... Yapacağı fazla bir şey yoktu... Üstelik en az 3 mutlak pozisyona da "dur" diyen de oydu... Dün Samsun'un tükenmiş ümitlerini yeniden yeşerten Beşiktaş, sadece bir kişinin yokluğunu hissetti... Ne genç Burak, ne genç Muhammed... O da Ernst... Çünkü o,Beşiktaş'ın en gerçek profesyoneli... CARVALHAL'E YAZIK Adam beceriksiz değil... Adam çok da hatalı değil... Eldeki malzemeyle bir helva yapmaya çalışıyor... Bir türlü tadını tutturamıyor... Hepsi bu...