Ülke sporseveri olarak bizler elimizden geleni yaptık günlerce...
G.Saray'ı, R.Madrid önünde ezdirmemek için, hep büyüklüğünü hatırlattık...
12 sene önce 3 Nisan'ı...
Sneijder'li, Drogba'lı, Buraklı, Selçuklu kadronun; Ronaldo'lu, Mesutlu, Benzema'lı, Alonso'lu, Khedira'lı kadrodan hiçbir farkı olmadığını, içimizden gelmese bile, haykırdık hep...
"Yenersin" dedik... Hatta aramızda Madrid'de turun geleceğini söyleyenlerimiz bile vardı...
***
Ama daha dakika 9...
Semih'in o şaşkınlığı geçmeden, Ronaldo arkasından sıyrılıp, Muslera'yı madara eden golü çaktığında, rüyadan uyandık...
Hayallerimiz, ağır ağır yerini; söylemek isteyip de söyleyemediğimiz gerçeklere bırakmaya başladı...
Adamlar, sanki antrenmanda dalga geçer gibi, G.Saray'ın üstüne, sağlı, sollu gelmeye başladı...
Adeta, elini kolunu sallaya sallaya, savaş meydanında, düşman saflarının arasına dalan fedailer gibiydi Madrid'liler...
Aradan 20 dakika geçmemişti ki bu defa yine Semih ve Dany, ortaklaşa bir büyük hataya daha imza attı...
***
İlk yarıda sanki G.Saray'ın hiçbir şey yapmadığını zannetmeyin sakın...
Tam 9 pozisyonu var...
Bernabeu'da bundan net fırsat nasıl yakalanır ki?
Ama bu kadar karavana da olmaz tabii...
Terim'in ikinci yarıdaki, 3'lü stoper anlayışı, en azından bir rezil skoru da önlemek içindi sanki...
Sonunda, bir gol, çok şeyleri değiştirecekken, cömertlik örnekleri göstermesi, G.Saray'a pahallıya patladı... Zaten Higuain'in attığı gol, işi çıkmaz sokağa sokmuştu bile...
Peki; şimdi ülke olarak karalar mı bağlayacağız?
Yoo... Yoo...
G.Saray Bernabeu'da bir dünya devinin bileğini bükememiştir sadece... Ama dün gecenin şerefi bile, hepimize yeter yine de...