Bu defa; kimse, "Oynamadan 3 puan" yakıştırması yapamaz G.Saray'a... Altay gibi son haftaların flaş, genç ve de futbolun tam profesyonel bir ekibini devirmek az iş değildi. G.Saray Volkan'ın şefliğinde İzmir ekibini İzmir Marşı'yla evine gönderirken; takım içindeki futbol kaçkınları bile karambole gitti. Lukunku, Ümit Karan ve Baliç üçlüsünü Revivo - Volkan desteğiyle Altay'ın üzerine çullandıran Terim, istediğini de koparan adamdı. Lukunku gibi ligin suskun adamı bile dünkü G.Saray'da gol orucunu bozarken, Volkan takımını canlandıran pas zenginliğiyle bu Kongolu'ya G.Saray'da ömür biçti. Ali Lukunku ne yaparsa yapsın, bu G.Saray'ın adamı değil. Yazık oluyor Arif'e. Yazık oluyor Ayhan'a. Yazık oluyor bu takımda onun varlığı yüzünden forma bulamayan diğer G.Saraylılar'a. G.Saray'ın Lukunku lüksü yok aslında. Görmemişin oğlu olmuş misali, Lukunku'nun tıngır mıngır attığı gol; akıllarda kalacak bir enstantane değildi. Biz de yoldan çıkmış araba gibi sahanın en bahsedilmeyecek ismine satırlar ayırdık da; Volkan gibi dün gücü futbol fışkıran G.Saraylıya sayfalar ayıramadık. Volkan bu takımın gerçekten bulunmuş en büyük elması. Sahanın her yerini ayağında top olsun, olmasın tarayıp; ölçüp - biçip, topu akıllı roket gibi yönlendiriyor. G.Saray, onunla artık bir başka güzel. Başka bir lezzet, başka bir kimlikte... Hamallıksa hamallık, klassa klas, futbolsa futbol... Hepsi bu genç yeteneğin o çıplak kafasının içinde bütünleşmiş. Altay'ın klasından hiçbir kırıntı gösteremediği maçta koca bir takımın tek kişinin gayretiyle nasıl devrildiğine şahit olduk. Beşiktaş'ın Sergen'i varsa, dünkü G.Saray'ın da Volkan'ı vardı.