Ligde kolay lokma tarih oldu bu sezon... İşte Karabük... Süper Lig'in yeni ekibi, Quaresma'lı, Guti'li Beşiktaş'ı gözünde hiç büyütmeden, sanki kendisi de yılların tecrübe kostümünü giymişçesine dinamizm ve futbolu çirkinleştirmeden mücadele etti... Hem de kora kor, göğüs göğse... Hele Emenike denilen bir "Kara Belanın" siyah-beyazlı defansı, hallaç pamuğu gibi atmasına şahit olduk... Adam tek başına ordu gibiydi sanki... Attı, kaçırdı, maça damgasını vurdu... 8 aydan beri golü unutan Nobre'yi Bobo'ya tercih eden Schuster bu futbolcusunu yeniden kazanmak için kumar oynadı sanki... Ama Nobre, o özlediğimiz mücadeleci futbolunu sergileyince, üstelik ilk yarıda iki gole de imza atınca Schuster tam bir "düşeş" atan kumarbaz oldu bir anda... Her ne kadar Nobre'nin ikinci attığı goldeki Deumi'ye yaptığı açık faulü görmeyen Tolga Özkalfa, Beşiktaş'a "Marshall yardımında" bulunsa da, Brezilyalı futbolcu oyun genelinde takımının en etkili ismiydi yine de... İlk yarıda sahada sadece isimleri dolaşan Guti ve Quaresma, ikinci yarıda ağırlıklarını oyunun üstüne yapıştırdılar adeta... Quaresma önce penaltı yaptırdı, Guti bu ikramı affetmedi... Sonra aynı Quaresma, kendine has bir golü atıp, kendini alkışlatarak oyundan çıktı... Necip'in çalışkanlığı olmasa, orta saha hepten çökmüş olacaktı Beşiktaş'ta... Emektar İbrahim Üzülmez'in, futbol hayatında belki de en fazla hücuma destek verdiği, etkili şutlar attığı, hatta bir penaltısının da verilmediği maçta, kaleci Cenk'i de biraz ayrı tutarsak, defans bloğu evlere şenlikti... Ancak bunlara rağmen Beşiktaş, 8 ay sonra golle tanışan Nobre ve ligde ilk golünü penaltıdan atan Guti ve de Quaresma imzalarıyla, çok zor bir deplasmandan, sanki cımbızla çekercesine 3 puan alırken "Ben zoru severim" dedi adeta...