Bu Beşiktaş'ın amacı ne? Şampiyonluk uçmuş, kupa hayali sönmüş, arzulanan tüm güzelliklerin üstüne perde çekilmiş. Elde yapılacak tek şey var. O da adam gibi futbol oynayıp, taraftarının gönlüne su serpmek. Ama Beşiktaş ne yapıyor? Uyutuyor, kahrediyor ve adamı sinir ediyor. *** Yöneticilerin lâf bombardımanı ile manşetlere oturduğu şu günlerde, ne yazık ki siyah-beyazlı futbolcularda aynı hırsı göremiyoruz. Rıza Çalımbay'ın asla büyük düşünemeyen teknik direktörlük felsefesi, Beşiktaş'ın iliklerine de ağır ağır işlemek üzere. Futbolun sadece kazanmak olduğu düşüncesini oyuncularına da şırınga eden Rıza hocanın unuttuğu çok şey var. O stada koşanlar, harçlıklarından kesip bilet kuyruğunda çile tüketenler, bunun karşılığı olarak da tabii ki bir şeyler beklemek zorunda. Aşk her zaman karşılıksız sevmek değildir ki. Sevdiğinizden bir yakınlık görmezseniz, onun sizi kucaklayacak kollarına atılamazsanız, neylesin böyle aşkı Beşiktaş taraftarı? *** Diyarbakırspor'un Beşiktaş'tan kiraladığı futbolcuları tribünde oturtma mecburiyeti zaten kolunu kanadını kırmıştı. Onların amacı kalesinde bir gole izin vermemekti. Bu yüzden Beşiktaş'a değişik formalar altında hep gol atmış Yunus'la kontratak şoku yaşatıp, tesadüfi bir sayı bulmak onların tek amacıydı. Ama Yunus, Ronaldo ve İbrahim Toraman arasında hiç boşluk bulamadı. Cordoba'nın da yerinde müdahaleleriyle Diyarbakırspor'un maç boyunca bir kaç tehlikeli akını da önlenince, iş kaldı Beşiktaş'ın gol bulmasına. Ama her biri ayrı telden çalıp oynayan Carew, İbrahim Akın, Tümer ve Ahmed Hassan bir türlü aynı akordu tutturamayınca ortaya, "Sulukule Yaylı Sazlar Grubu" görüntüsü çıkıverdi. *** Gündüz gözüyle bile herkesi uyutan bir futbolun ayıbı bizim için sürpriz olmadı. İbrahim Akın'ın dandunları, Carew'in "Benim biletimi kesin" dercesine vurdumduymazlığı, duran toplar dışında artısı olmayan Tümer'in ve Ahmet Dursun'un acemi çırpınışları, Diyarbakır'da bu maçı seyretmek zorunda kalanların üzerine çöken ağırlıklardı. Rıza Çalımbay'ın artık diyetisyenlerin bile eski ölçülerine getiremeyeceği Sergen ile Okan ve Veysel değişiklikleri boşa çıkınca, biz derin uykumuza devam ettik. Tek kritik pozisyonu olmayan maçta, Cem Papila, yürüye yürüye düdük çaldığı bir 90 dakikada, Beşiktaş'la "Barış çubuğu" tüttürerek günün en mutlu kişisi oldu.