Hay böyle şansa...

A -
A +

"Olmayacak hacıyı, deve üstünde yılan sokarmış" ya... Bu Milli Takımımız'ın yakasına yapışan sakatlık illeti de bizim daha işin başında hevesimizi kırmıştı. O Emre'yi, Nihat'ı, Tuncay'ı, Rüştü'yü aynı anda kaybetmek aslında geleceğimizi de de kötü şekilde yazmak demekti. Başımıza gelecekleri erken tahmin etmek kadar zor şey yoktu. Ama bizim Terim gibi bir hocamız ve marşlarla coşan bir Milli Takımımız vardı yine de. Sahaya yayılışımızın ve ayağa top yapışımızın bizleri hevese ve gaza getirdiği 25 dakikada ne yazık ki golü bulamayınca Danimarka'nın ağırlığını hissetmeye başladık üstümüzde. Ersun Yanal'ın bıçak gibi kestiği Hakan Şükür'ün daha 17.dakikada Volkan'ın degajında ustaca yakaladığı ama acemice kaçırdığı pozisyon, elimizden uçan fırsatın da habercisiydi sanki. O Hakan Şükür sanki yeni milli olmuş bir delikanlı gibi çok büyük işler yaptı doğrusu. Deve gibi Danimarka defansından her defasında kafa hakimiyetini kullandı. Ama Hakan'ın yanında gezinen, onun pasını koklayan kimseler yoktu ki... Orta sahada en güvendiğimiz adam Yıldıray'ın forvet arkasına yaklaşamayıp hep uzak kalması, Tümer'in çabukluk yerine oyalanmayı tercih etmesi bizi yavaşlatan etkenlerdi. Selçuk'un defans önünden bir türlü uzaklaşamaması da rakibin çok adamla üzerimize gelmesini kolaylaştırıyordu. Ve Danimarka, 25.dakikadan sonra bizim en zayıf noktamız olan sağ kanatta Hamit'in zaafını keşfedince hücum bindirmelerini hep o cepheden yaptı. Martin Jörgensen, Klaus Jensenve de sahanın en iyisi Gravesenüçlü bindirmelerle sağ savunmamızı çökertiverdi. Ve sonunda Danimarka 42.dakikada beklediği golü buluverdi. İkinci yarıya dökülen Yıldıray ve Hasan Şaş'ı çıkararak başlayan Fatih Terim, şansımızı ve iddiamızı döndürmenin yollarını aradı. Nitekim, 48.dakikada ilk şansında topa iyi vuramayan Okan, ikinci vuruşunda Danimarka kalecisi Sörensen'i nefis avladı. Beraberlik golü, futbol iştahımızı da kabartıverdi bir anda. Danimarka şaşırmış, biz çıldırmıştık sanki. İkinci golü bulacağımıza olan inancımız artmıştı ve sonunda yanılmadık. Tümer, son yumruğu Danimarka'nın suratının orta yerine yapıştırıverdi. İşte yokluklara rağmen bir milletin kenetlenmesiydi bu. Tam Danimarka'yı nakavt etmiştik ki, 90. dakikada coşkumuz yarım kaldı. Hay böyle şansın içine...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.