Macera aramak için değil, rakibi çok iyi tanıdığı için santrforsuz bir kadro ile Braga gibi UEFA Kupası'nda final oynamış bir takımın karşısına çıkmanın adının "delilik" değil "akıllılık" olduğunu 90 dakika bitiminde daha iyi anladık... Carvalhal, doğup büyüdüğü, futbol oynayıp, teknik direktörlüğünü yaptığı Braga'yı elindeki kısıtlı kadro ile ilk maçta ekarte ederken, Beşiktaş'ın son haftalardaki kötü gidişatına Avrupa'da nokta koydu... Almeida ve Mustafa Pektemek'i kulübede oturtup "Bana gol değil, golsüz beraberlik lazım" diyen Portekizli hoca, rakibin çok hızlı futbolu karşısında, telaşa kapılmayan, sakin ve akıllı futbol anlayışı ile direnç kırmaya çalışan takımıyla karşılaşmaya iyi başladı üstelik... Braga, bir an evvel neticeye gidebilmek adına kalabalık nüfusla Beşiktaş defansının üzerine çullandı önce... 30. dakikada, sarı kartı bulunan Barbosa, hakem Kevin Blom'u aldatmayı kafasına koyduğunda, Hollandalı hiç tereddüt etmeden ikinci sarıdan bu futbolcuyu saha dışına gönderdi... Barbosa'nın eksik bıraktığı Braga daha aradan 7 dakika geçmeden Beşiktaş'a teslim bayrağını çekti... Sivok, artık kendisinin standart gollerinden birini daha atarken, Beşiktaş ve Carvalhal, ummadığı ama çok istediği bir skoru da eline geçirdi... 10 kişi kalan Braga, kayalıklar arasındaki saçma sapan stadında, Beşiktaş'ın kontrolüne giren karşılaşmanın ikinci yarısında da, Cenk'in koruduğu kaleye sadece bir defa şut çekebilirken, ikinci golü de kalesinde gördü... Portekiz'in güçlü temsilcisi, santrforsuz bir takım karşısında iki golü kalesine buyur etmenin ezikliği ile sadece farkın açılmaması için çırpındı durdu... CARLOS'UN ZAFERİ Beşiktaş teknik direktörü, sevgililer gününde ilk göz ağrısını üzerken, son sevgilisine müthiş bir hediye sundu.