Hint kumaşları

A -
A +

Onlar, kendilerini hep dev aynasında görür... "En yakışıklı benim" "En iyi oynayan benim" "En iyi parayı ben alırım" "En toleranslı olmak da hakkım" der bunlar... Sezon başı hazırlık kampına, gününde değil, kafalarına göre takılarak gelirler... *** Yönetimler "göstermelik" cezaları bastırır sözde... Geç gelmeleri, önce dert olsa da, geldiklerinde coşkuya dönüşür bu karamsarlık... Bir de "Evladımız geldi" diye, boyunlarına sarılıp öperler onları... Aynı film, ligin devre arası tatilinden sonra da devam eder... Noel tatili bahanesiyle, ikinci yarı hazırlıklarına yine kafalarına göre takılırlar... Bir gün değil, iki gün değil, neredeyse bir hafta gecikme, onlar için sıradan bir durumdur... Kim mi bunlar? Lincoln, Cisse, Nonda, Kewell gibiler... Yani, nazı çekilen, disiplinsizliklerine göz yumulan ama en fazla para verilen, en şımartılan yabancılar... Bizimkiler çaput, onlar Hint kumaşı mübarek... >> Kaytarma ustası Allah mesut etsin... İmzası, ömür boyu bir beraberliğin sağlam temeli olsun... Bütün hesaplarını, yaşam şartlarını planlı bir şekilde, hayata geçiren Emre Belözoğlu (Nedense hep Belezoğlu diye anılır) Avrupa macerasını bitirirken; banka hesaplarının yanında, hayat felsefesinin de sınırlarını ve yol haritasını çizdi... Önce müthiş bir paraya (4,5 milyon euro bonservis + yıllık 3,5 milyon euro transfer ücreti) F.Bahçe'nin malı olurken, ilk işi bedelli askerlik işini halletmek oldu... Ne zaman? F.Bahçe sezon açmış çalışırken, o 21 günlük vatan görevini aradan çıkardı... Sonra ne oldu? Takım arkadaşları, kondisyon yönünden bayağı bir yol almışken, o arkadaşlarına yetişebilmek için fazla bir gayret sarf etmedi... Hatta bir gün televizyonda Hakan Ünsal sevgili arkadaşı Emre için "Hazır olduğunda F.Bahçe çok kazançlı çıkacak " dediğinde, yanında oturan Sergen Yalçın "İnsaf ya... 29 yaşına gelmiş birisi daha hazır değil mi" diye alaycı bir yaklaşım gösterirken, Emre'nin bugünkü duruşunu özetlemişti sanki... ** Emre, sezonun ilk yarısında, herkesin aynı kanaatte olduğu "müzmin sakatlık" nedeniyle takımında fazla yer bulamadı... Ama en iyi parayı o götürdü yine de... Ligin ilk yarısı bitti, o çizdiği hayat yolunda bir engeli daha aşmaya çalıştı... Neydi o engel? Evlilik... Yine arkadaşları hazırlıklara başlamış çalışırken, o evlilik iznine çıktı... Ve F.Bahçe, yıllık 3,5 milyon euro ile en fazla para verdiği Emre'den, verim alabilmek için çırpınıyor... Ya Emre? Onun "Bir elinde cımbız, bir elinde ayna... Umurunda mı dünya..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.