Hocanın tokadı!

İlklerin adamıdır O... Macaristan karşılaşmasında attığı gol sonrası, sağ kolunu dirseğine kadar gösterip "Nah size" dercesine, gözlerindeki öfkenin ışıl ışıl fışkırdığı bir ortamda, spor yazarlarına tarihlerindeki en büyük hareketi (!) ve hakareti (!) yapan O'dur... 45 yıllık mazisi bulunan Türkiye Spor yazarları Derneği (TSYD) yine tarihte ilk defa, bir futbolcu için, tribünde pankart açmıştı: "Biz sporcunun, zeki çevik ve ahlaklısını severiz" diye... *** Yine tarihimizde ilk defa, üstelik bir milli maç sonrasında, dünyaya rezil olduğumuz, "sahada adam kovalayıp, tekme atma ayıbının" baş aktörü, yine O futbolcuydu... UEFA Kupası'nı kaldırmış bir takımın, Dünya 3.lüğünü yakalamış bir ülkenin on birinde oynama şansını yakalamış O futbolcu "Başkalarına örnek olma misyonunu" bir türlü yakalayamamanın hırsıyla yok olup gideceğine, bugün "altın kaplamalı" koltuklara oturtuluyor... Turgay Şeren gibi, bu ülkenin en büyük kalecisinin başında bulunduğu "Profesyonel Futbolcular Derneğini" küçümseyerek "Ben başında bir gazetecinin olduğu derneği tanımam" diyecek kadar, burnu Kaf Dağı'nda olan futbolcu da, O'dur... Turgay Şeren, evet gazetecidir... Ama o hep "Berlin Panteri" olarak anılır... Efsane kaleciyi, dünyada tanımayan, tek kişi de O'dur... *** "Yüzü sadece koşunca kızarıyor" diye yazan, Beşiktaş'ın eski yöneticisi İbrahim Altınsay'ı mahkemeye veren de O'dur... Aldığı istihbaratı, televizyonda dile getiren, TSYD Eski Genel Başkanını da tazminat talebi ile mahkemelerde süründüren de O'dur... Kendisini adam eden, yıldız yapan takımını, bir çırpıda bırakarak kaçan, üstelik "5 kuruş" para kazandırmadan İtalya'ya koşan da O'dur... Vefa ismini, sadece Saraçhanede'ki bozacı gibi algılayan kişi, İnter'den ayrılır ayrılmaz, hocasına demediğini bırakmayan, takımda oynayamama ayıbını böylece, örtmeye çalışan da O'dur... İngiltere futbol tarihinde "Irkçılıkla" suçlanarak mahkemeye çıkarılan da O'dur... *** Yarım su dolu bardağın, hep boş tarafına bakar gibi yakındığımız O futbolcu, şimdi F.Bahçe'nin flaş transferi olarak gündeme oturdu... Bir yılda alacağı para, Süper Lig'de oynayan, herhangi bir Anadolu takımının bir yılda göreceği parayla eşdeğerdir neredeyse... Üstelik artık O, İsviçreli futbolcuyu kovalayıp, tekme attığı için ceza aldığı stadın tribünlerini coşturacak şimdi... O tribünler, bir zamanlar kendisine "Katil" damgasını bile vurarak nefretlerini kusmuşken, şimdi O, hiçbir şey olmamış gibi, paranın hatırına o kutsal formayı geçirecek sırtına... Takımdaki tüm dengeleri bozacağı, hiç düşünülmeden, bu takımın savaşan askerlerinin küstürüleceği hiç hesap edilmeden, O artık, Saraçoğlu'nun, trilyoner lejyoneridir... *** Birkaç gün sonra. A Milli Takımımız, Avrupa Şampiyonası'nda mücadeleye çıkacak... Takımın başında yine O olacak... Arkasında, İstiklal Marşımızı konçerto gibi dinleyen sonradan olma vatandaşımız ve Türkçe bilmeyen İngiliz-Kıbrıs karışımı bir başka millimiz ile, ülkemizi en iyi şekilde temsil edecekler! "İntikam almak isteyen 2 mezar yaptırmalı" diyen, tenkitlere isyan eden hocalarının talimatlarını, sahaya yansıtacak O ve arkadaşları... Aklı, milyon eurolarda olan O kaptan, gemisini Portekiz, İsviçre, Çek Cumhuriyeti sınırlarında yüzdürecek... Umudumuz, başta O... Kaptanımız O... Yüz akımız O... *** Son yılların en müthiş çıkışını yapan Gökhan Gönül, Deniz, Selçuk, Kemal, Uğur Boral ve gol kralı Semih gibi yerliler, kendilerinden kat ve kat fazla paraya aynı formayı giyen O arkadaşlarıyla, omuz omuza verecek... Savaşacak! Tekmeye kafa uzatacak, nefesleri tükeninceye kadar koşacaklar! "Ne kadar ekmek, o kadar köfte" anlayışından uzak kalmak isteseler de, akılları buna izin vermeyecek bir yerde... Senede en az 10 maçı, neredeyse tek başına alan Alex bile, mâli bakımdan sönük kalacak O'nun yanında... Lugano, Vederson, Edu bile "Vay anasına" diyecek içlerinden... Dengelerin bir çırpıda yerle bir olacağı F.Bahçe'de, her şeyi düzeltmek için O'na güvenecek herkes! *** Yarım su dolu bardağa baktığımızda gördüklerimizin bir kısmı bunlar... Ama hep kendi kendimize de soruyoruz bazen: "Neden dolu kısmı görmüyoruz ki" Çünkü o kadar "fulu" görüntülerden, gözlerimiz güzellikleri göremeyecek kadar etkileniyor, ister istemez... Tekere çomak sokar gibi, camiayı neredeyse ikiye bölen bir transfer, Türkiye'de her zaman gerçekleşmiyor ki! İşte tribün anketleri... "Onu istemiyoruz" diyenler hiç de az değil... Çünkü insan sevmeden, seviyormuş gibi yaparak, karşısındakini içine sokarcasına kucaklayamaz... "Zorla yenen aş, ya karın ağrıtır, ya da baş" Bizimkisi, Nasrettin Hoca'nın, suya gönderdiği çocuğuna, testiyi kırmaması için "peşin attığı tokat" gibi, erken uyarı... Alınan varsa af ola!