Hor görme rakibi!

Ligde ve Avrupa'da galibiyetlere abone olan Beşiktaş, kendisini bu halkadan koparmamak adına, İstanbul Büyükşehir'i de gözüne kestirmişti... Kestirmişti ama rakip Hacıbekir Lokumu da değildi ki... Gözü pek bir takım edasıyla "Babamın oğlu olsa tanımam" diyen Büyükşehir, Beşiktaş'ın hevesini de kursağında bıraktı... Hani bazen kızıp, bazen de yere göğe sığdıramadığımız o Quaresma'nın yokluğunda siyah-beyazlı takımın da kan ve güç kaybettiğini bir kez daha anladık... Adam tamam, öncelikle kendisine oynayan birisi... Ama adamın yokluğunda Beşiktaş'ın yarı canı da gidiyor hani... Dün siyah-beyazlı takım Portekizlinin kıymetini bir kere daha anladı... Çünkü Beşiktaş'ın, kanatları dün, piknik yaptı adeta... Bir orta, bir bindirme, bir hücum anlayışında bulunamadı... Meğer neymiş o Quaresma, neymiş... Mustafa Pektemek mi? Dün gördük onu... Hani soyadına uygun olsun diye "Gol demek" gibisinden yakıştırmalarla Beşiktaş'ın kurtarıcısı gibi gösterilen birisinin zımba gibi gollere imza atması gerekmez mi? Yoksa dün olduğu gibi, ayağına kısmetine çarpan topla golcülük olmaz ki... Peki, tam kendilerine "Müthiş ikili" yakıştırması yaptığımız Sivok ve Egemen'e ne demeli... Bunca yıllık gazeteciyiz, arkadaşının suratına tekme atan birisini görmedik... Yani Sivok'un, Egemen'in suratında patlayan tekmesinden bahsediyoruz... Almeida'nın pas fakirliği içinde neredeyse ağlamaklı olduğu maçta, Beşiktaş'ın başına birisi çorap örecekti sonunda... Kendi sahasında galip götürdüğü bir karşılaşmayı defansın hovardaca ikramıyla serisini bozan Beşiktaş, yıllardır hep belalısı olan bir takıma takılmayı adeta standart hale getirdi böylece... Fernandes'ten bu kadar Guti'nin gitmesi, Simao'nun sakatlığında Fernandes'in ağır bir yükün altına girmesi hiç de kolay değil Beşiktaş'ta... Ama bundan iyisi de can sağlığı...