İçimiz karardı

"Kahveniz nasıl olsun?" diye sorarlar ya... Siz de genelde "orta şekerli" diye karşılık verirsiniz... Bu, sizin kahve tiryakisi olmadığınızın delilidir... Dün gece bizlere de "Maçı nasıl buldunuz?" diye sorsalardı, alacakları cevap "orta şekerli" olurdu... Çünkü bu maç, on gün, gece gündüz oynansa, bu futbolla, asla "şekerli" olamazdı... *** Beşiktaş yedek kadrosuna baktığımızda Rüştü ve bir diğer kaleci Korcan'ı görünce şaşırdık... Üstelik, sakat Bobo, halsiz Tello, gönderilmesi ilk düşünülen Seric de 18 kişilik kadrodaydı... Yâni Denizli, bu maçı fazla dikkate almamıştı... İlk yarıda atak zenginliği bakımından G.Antepspor'un üstün gözükmesinin tek nedeni olarak; Beşiktaş'ın sahadaki onbirinin de, bu maça isteksiz çıkmasının nedeni yatıyordu... *** Kalecilerin kelimenin tam anlamıyla "ense" yaptığı karşılaşmada, siyah-beyazlı takımda Holosko, Uğur, Cisse, Sivok ve Serdar Kurtuluş'un kötü futbolları, dün gecenin Beşiktaş adına, mutlu geçmemesinin tek nedeniydi... Yusuf Şimşek'in transferiyle ayaklanan, başta Çarşı, sonra da eski futbolcuları Sergen Yalçın'ın başını çektiği bir gurup, önce seslerini kesmelidir... Bu Beşiktaş'ta Uğur İnceman, Cisse oynuyorsa, Yusuf bir ayağını sarar, sarmalar, yine de bunlardan iyi işler yapar... Beşiktaş'a tek maç kazandıramamış bazı nazlı futbolcuların bolluğunda, Yusuf'u görmeden konuşanlar dikkat etsinler; peşin hükümlü damgasını yemek durumunda kalabilirler... *** Kimselere heyecan vermeden, gözleri okşamadan, futbol adına ayıplarla dolu, olarak geçen dakikalarda, Beşiktaş, Nobre'nin usta vuruşu dışında, bir çok yeni endişeleri de beraberinde sürükledi... Çünkü bu futbol iç açıcı değil, ümit karartıcı bir beklentiyi de, beraberinde getirdi... Gol pozisyonu üretemeyen, orta sahası, kelimenin tam anlamıyla çökmüş, defansında her kafadan ayrı ses çıkan bir takımın, ligde ve kupada işi o kadar kolay gözükmüyor..