İmparatorlar da bazen kaçar!

A -
A +

Tarih 25 Ocak 2001 O gün Türkiye Gazetesi'nde şöyle bir yazıya imzamızı koymuşuz: "Bir yabancı ülkede, tribünleri de arkasına alıp, başkanını rezil eden Fatih Terim'in, bundan sonraki kariyeri ve hocalık yaşantısı da tehlikeye girmiştir... Hiç bir kulüp başkanı, çok yakın bir zamanda kendisini halkının önünde küçük düşürecek bir teknik direktörle çalışmak istemez... Bize göre, Fatih Terim'in İtalya macerası çok kısa bir sürede sona ermiştir... Cecchi Gori bile en yakın zamanda, Terim'in biletini eline verecektir... Bir bakmışsınız, İtalya'da dün İmparator'du, bugün turist olmuş diyeceğimiz bir Fatih Terim'le karşı karşıya kalmışız... Terim'in, Fiorentina macerası bitmek üzeredir... Tarihte çok örneklerini gördük... Bazen İmparatorlar da, kendi ölüm fermanlarına mühür basarlar."  Ve beklenen oldu... Terim'le Fiorentina'nın yolları ayrıldı... Bizim anlı-şanlı hocamızın bir açığını yakalamak için pusuda bekleyen "Yumuşak Gori" nihayet kazanılamayan 6. maçın sonrasında sertleşip Terim'in üzerine yürüdü... Bu Gori'nin yaptığı ilk sertlik değildi ki zaten... Fiorentina'yı oyuncağı gibi gören, onunla gülen, onunla ağlayan ve annesini "İşte anne, en büyük eserim" diye kolundan tutup maçlara götüren Gori, beklenen çıkışını yaparak bir hocasını daha kaçırdı... Çünkü, Fiorentina yakaladığı müthiş yükselişin ardından, son altı haftadır çöküşe geçmişti... O şaşaalı günlerde, Fatih Terim'in adeta "Uşak" muamelesi yaptığı Gori, Floransalı taraftarlarla karşı karşıya bırakılmıştı.. Neredeyse "İmparatorTerim'in" bir parmak işareti ile işi bitecek hale gelmişti... O zamanların sıkıntılı ve alay edilen Gori'si, intikam ateşi ile Fatih Terim'in açığını kollamış ve sonunda iş yumruklaşmaya kadar gelerek ipler koparılmıştı...  G.Saray'ı 4 yıl başarıdan başarıya, kupadan kupaya koşturan "Koca Fatih" bir Avrupa macerasını 8 ay gibi kısa bir zaman diliminde harcayarak, bize göre kariyerine leke sürmüştür... UEFA Kupası'nı kazanmış bir hoca, baştan gideceği takımı iyi seçememenin yanı sıra, problemli bir başkanla çalışmanın yanlışlığına düşerek, hayatının hatasını yapmıştı... Milan, Juventus, İnter, Roma dururken Fiorentina... Omuzuna apoletler takmış Fatih Terim'in, böyle bir maceraya neden ihtiyaç duyduğunu anlayabilen hemen hemen yokken, o basit ve kolay bir Avrupa yolculuğunu tercih ederek, resmen gaflete düşmüştü... Ve sonunda da, önceleri ligin zirvelerinde dolaşan, ama büyük bir hızla dibe doğru yol alan bir gemiyi terk etmek zorunda bırakılmış ve "Kaçan İmparator" damgasını yemiştir... Oysa biz, Fatih Terim'i İtalya'ya omuzlarda götürdük, alkış ve dualarımızla uğurladık... Şimdi, işini yarım bırakan bir hoca olarak karşılamak zorunda kalıyoruz...  Terim zannettti ki, her başkan Faruk Süren... Çalıştırdığı takımın tapusunu almaya, her şeyiyle ilgilenmeye kalktığı için bu defa darbe ile karşılaştı... Oysa Fiorentina'nın oyun anlayışını değiştirip, taraftarına ve bizlere sevdirmesi, Terim'in en büyük başarısı olarak alkışlanırken, yersiz ve taviz vermez tutum içine girip gereksiz yere "Sezon sonunda bırakıyorum" demesi çöküşün tek nedeni oldu... Biz daha önce Torino'ya gidip dönen Hakan Şükür'e kızıyorduk... Çabuk yıldı, çabuk kaçtı, bundan sonra gideceklere kötü örnek oldu, hatta önünü kesti diye... Şimdi aynısını Fatih Terim yapınca, başımızdan kaynar sular dökülüverdi... Türk hocaların, çalışılması en zor adamlar olduğunu İtalya'nın göbeğinde ilân eden Terim, diğer meslekdaşlarının da önüne set olmuştur... Keşke, G.Saray'ın başındaki Fatih Terim'i hiç kaybetmeseydik... Keşke, ona "İmparator" derken, bu kelimenin bile az geldiğine üzülen, onun sayesinde Türkiye'nin yüzü gülen insanları olarak zamanı geri alabilsek... Ama ne çare... E-mail: narkan@tg.com.tr

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.