İnönü'deki büyük şef

Liderliğin her geçen gün daha ağır geldiği Beşiktaş, kolay lokma gördüğü bir takımı geçerken yine fıtık etti taraftarını. Dün G.Saray, Elazığ beraberliği ile artık peşini bırakmış. Trabzon'un zirve hevesini G.Birliği kırmış. Bu kadar rahat bir günde işi bir ara zora sokmak Beşiktaş'a hiç yakışmadı. Sonunda farklı skor da gelse, adeta rahat battı Kartal'a. *** Bir defa daha altını kalın çizgiyle çizerek belirtelim. Sergen bu takımın herşeyi. Çilingiri, kurtarıcısı, hamalı... Seyredilir tek tarafı. Beşiktaş'ın güzelliği, zarafeti. Lucescu'nun Beşiktaş'a gelirken, onca ısrarı boşuna değilmiş zamanında. Sergen'siz bu geminin yürümeyeceğini o taa baştan biliyordu. Ve şimdi görüyoruz ki; Beşiktaş'ın kaybolduğu dakikalarda Sergen çıkıyor ortaya ve maça imzasını atıyor. Helâl olsun çocuğa. O fazla kilolarının çirkinliğini kimselere göstermeden sanki sahada smokinli bir eda ile parmak ısırtıyor herkese. *** İbrahim'in yeni mukavelesinden sonra bir kaytarmacılığın ve laubaliliğin girdabına düştüğünü görmek çileden çıkardı tribünleri. Defansta Ronaldo - Zago ukalâlığının bir anlık gaflete düşmesinden faydalanan Raphael'in usta işi golünden sonra kendini toparlayamayanların çokluğu da dikkat çekiciydi. "Acaba" ve "Endişe"nin İnönü'yü ağır ağır sarmaya başladığı dakikalarda işte o Sergen ortaya çıkıp olaya el koydu dün gece. 37.dakikada kazanılan frikikte topu eline alıp atışa hazırlanan Tümer'i kenara itip, "Bu işi ustasına bırak" diyerek tetiği çekmesi maçın unutulmaz anıydı. *** Devrenin sonlarında ayağını kırma pahasına rakiple mücadele edip kazandırdığı penaltıyı Tümer efendinin kaleciye kaptırması ise maçın buram buram laubalilik kokan çirkinliğiydi. Tümer bunun hesabını dışarı alınarak öderken, Beşiktaş'ın başına az daha çorap örecek adam olmaktan yine de Sergen'in sayesinde kurtuldu. Rize'nin inanılmaz direncini oyunun her dakikasında sürdürmesi Beşiktaş'ın işini çok zorlaştırdı. İkinci yarı tek kaleye dönen maçta Cordoba bile santra yuvarlağında vakit geçirdi çoğu zaman. A.Hassan'ın golü gecenin rengini değiştiren, İnönü'yü şenlendiren bir ateşti adeta. Daha sonra goller çorap söküğü gibi geldi. Başka söze ne gerek var.