İyi uykular F.Bahçe!
Türkiye'de, insanın aklının ermediği neler yok ki... Devlete hem para vermek, hem de devletten para almak için sabahın köründe kuyruğa girip beklemeler... Asgari ücretle, hem kira, hem mutfak, hem çocuklarının eğitim masraflarını karşılamaya çalışanlar... Gece alemlerinde elbise değiştirir gibi sevgili değiştirenlere saygı, övgü ama mahalledeki bir kaçamağa polis baskını yapanlar... 30 metrelik yatın keyfini beğenmeyip, 36 metrelik yeni yat siparişi verenler... Yiyip yiyip bu memleketi bitiremeyenler... Daha neler, neler... Bütün bunlar bizleri şaşırtmıyor, sadece çıldırtıyor... Ama bu Türkiye'de iki şey var ki, işte onlara hiç aklımız basmıyor... Birisi, her semtte, sağlam kaldırım ve parke yolların sökülüp, dikdörtgen yerine, kare taşların konması... Diğeri de, bunca "Başarısızlık rekorlarına" imza attığı halde, F.Bahçe'nin başında, Aziz Yıldırım gibi birisinin bulunması... Olacak şey değil... İki olayda da, masrafın, isrâfın ve de göz boyamanın inanılmaz boyutları kol geziyor... Bir - iki gün önce B.Çekmece'de dolaşırken, sağlam parke yolların kazıldığını gördük... Neden olduğunu öğrenmek için, işin başındaki kalfa ve işçilere sorduk: "Arkadaşlar, zorunuz ne ki, sağlam yeri söküp, dikdörtgen taşları atıyor, yerine kare taşlar koyuyorsunuz?" Hepsi birden suratımıza baktı: "İnanın biz de bilmiyoruz... Sökün dediler, söküyoruz... Yerine, bu kareleri koyun dediler, koyuyoruz." İşte Türkiye'den müthiş bir "İsraf manzarası..." İşin boyutlarına inmek istedik ama karşımıza hep "dur - karıştırma" diyen, bir sürü insan çıktı... Ya F. Bahçe'ye ne demeli? Bu seneki inanılmaz düşüş performansını bir daha yakalayacağına asla inanmıyoruz... Böylesine başarısız bir sezona rağmen, hâlâ bu takımın başındaki başkan, büyük pişkinlik içinde, son çareyi, takımı bir zamanlar "Kokainman" olan bir hocaya bırakarak, son bir suç daha işledi... 6 yıla yakın bir zamandır, F.Bahçe'ye 5 sezon "Nal toplatan", taraftarı insan içine çıkamaz hale getiren birisinin, inatla koltuğu bırakmama uğruna işlediği "Başarısızlık cinayetleri" tüm hızıyla sürüyor... F.Bahçe'nin şanlı tarihine bakıp, bu günlerde kahrolması gereken kongre üyeleri, eski yöneticiler, başkanlar, hâlâ bu gidişe seyirci kalıp, suça iştirak ediyorsa, bunu anlamak mümkün değil... Korkuyorlar mı? Kaçıyorlar mı? Yoksa kaçırılıyorlar mı? F.Bahçe'yi bu kadar sahipsiz bırakmalarının altında yatanları açıklamayarak, isyanlarını göstermeyerek "Ne halleri varsa görsünler" mantığıyla hareket etmek, ayıptır, günahtır ve resmen korkaklıktır... F. Bahçe, Türkiye'nin gözbebeği bir takımıdır... Onsuz, ne ligin, ne sporun tadı vardır... Çünkü rant, reyting, taraftar zenginliği sayesinde, herkesin zirvede görmek istediği bir takımın, ayaklar altında ezilmesine sebep olanlar, göz yumanlar, beceriksiz kalanlar, artık bu kulübün yakasından düşmelidir... Bakınız, bu sezon 58 trilyon harcayarak 11 futbolcu alan F.Bahçe, 14.5 trilyon harcayıp şampiyon olan Beşiktaş'tan tam 34 puan geride ligi bitiriyor... Toplam 18 trilyon harcayan G.Birliği, G.Antep ve Malatya'nın UEFA'ya gitmesine seyirci kalıyor... Sarı-lacivertli taraftar için, ne acı bir durum... Aziz Yıldırım'ın, şayet görevi bırakırsa, yüklü bir borçla karşılaşacak olanlara verdiği "Gözdağı" daha kaç sene sürecek? Bizim insanımızın asla affedemeyeceği bir kokain içme sanığının, kariyeri, başarısı ne olursa olsun, F.Bahçe'yi ayağa kaldırması, bu Türkiye'nin insanından, asla alkış ve takdir almayacaktır... Bile bile "Lades" için, yeni "Milyon dolarların" akacağı hoca ve futbolcu transferleri, kangren olmuş bir yaranın nasıl dikiş tutmayacağı aşikârken, resmen bir "narkoz"dur... İyi uykular F.Bahçe... NOT: Sevgili babamın vefatı nedeniyle, beni, gerek bizzat gelerek, gerekse telefonla yalnız bırakmayan, taziyelerini bildiren tüm dostlarıma, teşekkürü borç bilirim... N.A.