F.Bahçe'nin Bursa'daki düellosu, yine birilerinin bilgiçliğine konu olacaktır... Kimisi, "F.Bahçe Alex'siz kazanamıyor" diyecek... Kimisi, "Çift forvetli sarı-lacivertliler başarılı olamıyor" diye işe nokta koyacak... Kimisi de, "Bu sezon Bursaspor, F.Bahçe'ye 4 maçta da yenilmişti, 40 maç oynasalar yine aynı sonuç olurdu ama 4 dakika dayanamadı" diye ahkam kesecektir... *** Hepsi bir yana, savunması tam bir "yumuşak karnı" olan Bursaspor'un, kötü F.Bahçe'nin bile elinden kurtulması imkansızdı... Ama hayret; böyle bir takım, galip gelen taraf oldu dün gece... Tuna, Ömer, İbrahim ve Mustafa Keçeli, her sarı-lacivertli atağında, zangır zangır titreyen görüntüleri ve kavak ağacı gibi yıkılışlarıyla, geceye damga vuracak değillerdi oysa... Her ne kadar Güiza'nın karşılaşmanın başında attığı gol ofsayt olsa da, dün İspanyol futbolcu, her zamanki görüntüsünden çok farklıydı... Ama Semih, nedense Güiza kadar arzulu ve gol yollarında etkili değildi... *** İlk yarıda, F.Bahçe'nin defansında müthiş bir akort ahengi görülürken, orta sahada Deivid; rakip kontrataklarında en yerinde faul yapışlarıyla takımının bir anda toparlanmasını sağlayan Selçuk; sol kanadı dikine kullanışıyla Uğur, Bursaspor'un oyun anlayışına adeta limon sıktı... Amma... F.Bahçe'de, bu güzelliklerin yanında, bir çirkinlik vardı ki, o da her zamanki sevimsizliğiyle Emre'ydi... Bir insan bu kadar mı itici olur? Bu kadar mı, tavırlarıyla, ukalalığıyla, takım arkadaşlarının havasını kaçırmasıyla, rakip futbolcu ve tribünleri isyan ettirişiyle, F.Bahçe'ye yakışmaz insan? Ve bir futbolcu, tıkır tıkır işleyen F.Bahçe'yi, bu kadar mı sıkıntıya sokar? *** Hadi onun, bu tavrını beğenen birisi var Türkiye'de... Üstelik ona, apolet de takarak ödül veren birisi var Fatih Terim gibi... Ama ya Başkan Aziz Yıldırım? Onun, Fatih Terim gibi düşünmesi ne kadar yanlış... Kabak tadı veriyor bu sevimsiz adam artık... Maçı bıraktık, neler konuşuyoruz tövbe, tövbe... F.Bahçe, taa 86. dakikaya kadar, öyle veya böyle maçı "3 puanla" götürürken, birden ibre Bursaspor'a döndü... Halbuki, tam küpünü doldurmuş, diğer rakiplerinin, kazanacakları ve kaybedeceklerine gözünü dikmiş tüccar gibi göbek kaşıyacakken, Tuna'nın ve de hakem Özkahya'nın ikram ettiği penaltıdan, İvankov'un attığı şok gollerle "dur ihtarı" alıp, zirve işini, başka bahara bıraktı...