Hani "İki pehlivan çıkmış meydane; ikisi de birbirinden merdane" derler ya... Dün gece İnönü Stadı, sanki bir er meydanı; pehlivanlar da Beşiktaş ve Bursaspor'du... Temponun en üst seviyede başladığı karşılaşmada, adeta gol kaçırma yarışı yapıldı...Beşiktaş, Bursaspor kalesinde gol ararken, bir anda kendi kalesinde rakip pozisyon bulmuş... Hata yapanın yanacağı bir karşılaşmaydı... Paça kaptıran pehlivan gibi, daha 7. dakikada Bursaspor'un yeni transferi Hakan, sol kanatta Necip'in inatla kovaladığı topta yenik düştüğünde top çoktan Almeida'nın kafası ile buluşmuştu bile... Golden iki dakika sonra Turgay'ın kaçırdığı bir pozisyon ne ona, ne Bursaspor'a yakıştı... Yeşil-beyazlılar, kendilerine göre en kestirme, en kolay yolun İsmail'in savunduğu yerden olacağını adı gibi biliyordu... Bu nedenle dalga dalga inatla orayı denedi... Sonunda, İsmail'in, bir hatasında, en son topla buluşan Batalla'nın usta işi vuruşu beklenen golün de vuruşu oldu...Ama başta da dedik ya, bir saniye durmayan müsabakada, kimin ikinci golü bulacağı belli değildi... Bursa'nın gol sevinci daha bitmeden bu defa Ernst'in 40 metrelik "lokum" ortasına Edu, herkesin yapamayacağı bir vuruşla imza koyduğunda, bu skor devrenin de tabelaya yansıması oldu... İkinci yarıda Beşiktaş'ın biraz frene bastığını, Bursaspor'un ise en azından beraberlik sayısını bulmak için çırpındığını gördük... Siyah -beyazlı takımda sahanın en iyilerinden Necip'in sakatlanıp çıkmasından sonra işler terse gitmeye başladı... Ama Mustafa Pektemek'in oyuna girdikten hemen sonra 3. gole imza atması Beşiktaş'a derin nefes aldırdı... BÖYLE GİTMEZ Beşiktaş defansı, eğer her maçta rakibe bu kadar gol pozisyonu verecekse, bir gün tam bir fiyasko ile karşı karşıya kalır. Çünkü her takım Bursaspor gibi cömert olamaz...