Sezon başından beri, futbol sahalarından çok, gecelerde boy gösteren Guti'nin de, ilk defa hem kadroya girip, hem ilk on birde sahaya çıkması günün en merak edilen konusuydu... Üstelik İspanyol yıldızın; bugüne kadar 5 maçta sadece 4 puan toplayabilmiş, kadro zenginliğine rağmen futbol fakirliği içinde kıvranan Kayserispor karşısında tam patlama yapılacak fırsatı da varken, patlayan Guti oldu sonunda... Adam, kafasından futbolu silmiş adeta... Reina'ya geç kalmış gibi saat yerine, kenarda hocasına bakıp "yoruldum, beni çıkar" der gibisinden yalvaran bakışların sahibiydi Guti... İşin bir başka enteresan yanı da, Beşiktaş'ın durup dururken derdi haline getirilen kaptanlık meselesinin adeta birbirine "hasımlı" ettiği üç ismin de aynı anda sahada olmasıydı... Guti, İbrahim Toraman, Quaresma... Hele Quaresma elinden oyuncağı alınmış çocuk misali, kaptanlık bandını kaybetmenin üzüntüsü içindeydi... Dertsiz başın derdi işte... Ekrem'in sağ kanat savunuculuğundan sola; onun yerine de İbrahim Toraman'ın istemeye istemeye sağa alındığı bir oyun düzeninde, "Hor gördükleri" Kayserispor, bu Beşiktaş'ı avlayıp Carvalhal'a iyi bir ders verdi... Daha 30. saniyede Rüştü'nün Santana'nın ayaklarına kapanıp kurtardığı pozisyon dışında, Beşiktaş'ta kimi alkışlayacağımızı bilemedik doğrusu... Simao'nun, haftalardır görünen isteksizliği; Fernandes'in, devlet memuru zihniyeti içinde "Görevimi yaparım, evime giderim" gibi kaytarıcılığı; Edu'nun kendisini, 100 metre efsanesi Bolt gibi görüp, 100 kiloluk vücuduyla depar komikliği, dün geceki Beşiktaş'ın aynaya yansıyan birkaç tuhaf görüntüsüydü... BRAVO KAYSERİ'YE Kayseri'yi ve kaleci Gökhan'ı kutluyoruz... Sahayı parselleyişleri, yardımlaşmayı sevmeleri ve geçen hafta babasını kaybeden kaleci Gökhan'a moral vermek adına kalelerini aslanlar gibi savunmaları ve 3 puanı kapmaları, gecenin alkışlanacak anılarıydı...