D.Bakır'da paçası tutuşan Beşiktaş, bu yangını çabuk söndürmesini bildi... Üstelik F.Bahçe gibi ezeli rakibinden terayağından kıl çeker gibi sıyrılarak, bir günlüğüne bıraktığı koltuğa yeniden kuruldu... Adı büyük, futbolu küçük derbiye ağırlığını oyunun başında koyan Beşiktaş, kaybedecek birşeyi olmayan F.Bahçe'yi yine problemleri ile başbaşa bıraktı... Bir gün önce yemek yiyip sarmaş dolaş olan taraftarların dostlukları, maç başlamadan bitiverdi... Küfürün bini bir para... Stada girinceye kadar sahte gösteride bulunan bu taraftardan ne dost olur, ne de post... G.Birliği beraberliğinden sonra sanki meydan muharebesi kazanmış ordu muamelesi gören F.Bahçe'nin bir atımlık barutu, daha o gün bitmişti... Nerede o gençleştirme operasyonu?.. 34'lük Steviç dün sahada... Birileri uyutma narkozlarını, yerini kullanamama hastalığını aynen devam ettirdikçe, bu F.Bahçe'den ne köy olur ne kasaba... Tamer Güney'in ikinci yarının hemen başında 32'lik Mirkoviç'in yanında Fahri'yi de eşantiyondan sokması, aklı sıra maçı döndürme operasyonuydu.. Daha durun; Ogün, Abdullah gibi diğer 30'luklar da af kapsamında... Beşiktaş'ın D.Bakır karşısında sapır sapır dökülen defansı dün gece yine leyla gibiydi... Ronaldo ve Zago'nun en lâzım oldukları bu maçlarda klaslarından ödün vermeleri, Beşiktaş için büyük şanssızlık... 8.dakikakada Nouma'nın golünün havasıyla üst üste fırsatları cömertçe harcayan siyah-beyazlılar, karşılaşmayı zaman zaman sıkıntıya soktu... Ama ne var ki; karşılarındaki F.Bahçe'nin "çorba" taktiği asla gol getirecek üretkenlikte değildi... Sergen ile yakalanan hava, bu futbolcunun müthiş golü ile stresten kurtulurken gözlerimizin pası da silindi... İlhan'ın inanılmaz form düşüklüğü fark olacak maçı kısır skorda bırakan en büyük etkendi... İkinci yarıda Ümit Özat'tan orta saha verimi almaya çalışan, sahanın tamamını Beşiktaş'a teslim eden F.Bahçe, dün gece böylesine ucuz kurtulmuşsa, haline şükretmelidir... Düşünebiliyor musunuz?.. Doğru dürüst futbol ortaya koyamayan Beşiktaş, F.Bahçe önünde farkı kaçırıyor... Bu bizim Türk futbolunun kaderi işte...