"Hesaplaşacağız..." "Bir kenara yazdım, İstanbul'a dönünce göreceksiniz..." Medya ile; Reha Muhtar'ın dediği gibi "Yalama olan bir hesaplaşma" psikozuna giren Fatih Terim'in, kendi dünyasından olmayanlara açtığı savaşın, ne zamanı, ne de gereği var... Ama Milli Takım Sorumlusu, Adanalılığın da verdiği "yöresel kimlik" ile, kin ve hırsını kolay kolay kenara bırakmıyor... Bırakın bırakmayı, aklının köşesinden dahi hiç geçirmiyor... *** Bu medyanın içinde, her meslekte olduğu gibi "dozaj ayarlaması" yapamayanların sayıları hiç de az değil... Bunu biliyor ve kabul ediyoruz... Ama bu medyanın içinde, Fatih Terim'i "İmparator" koltuğuna oturtanların sayısı da hiç az değil... Manavdan aldığınız bir kilo kirazın içinden hiç mi ezik, çürük çıkmıyor sanki... "Aramızdaki bazılarımız" medyatik olma adına "sivri" ve "nalıncı keseri" gibi satırlarıyla, bazen inciterek, bazen de haddini aşarak yazma meraklısı olmuyor desek yalan... Bunların faturası Terim kanalınca, toptan medyaya kesiliyor... İşte Terim'in düştüğü yanılgı bu... *** İdam sehpaları kurulmuşmuş da... O sehpaları devirmişmiş de... 70. dakikada yazılan yazıları çöpe attırmışmış da... Bırak bunları hocam ya... Kime kızgın, kiminle hesaplaşacaksanız, buyurun meydan, isim isim açıklayarak, kılıcınızı çekiniz... Ama genelleme yaparak konuştuğunuzda ise lütfen dikkat ediniz... Sizi yere göğe sığdıramayan, size her zaman arka çıkan, size toz kondurmayan insanların da dahil olduğu medyayla dalga geçmeyiniz... Bu hakkı, milli takım sorumlusu olarak kendinizde bulmanız yanlış... Çünkü bu ülkede, hesap soracak ve hesap verilecek makamlar bellidir... *** Fatih Terim'in "genelde" beğenmediği spor medyası, bugün çeyrek finale çıkmış bu takımı hiçbir zaman kösteklememiştir... Ama kadroyu eleştirmiştir, doğru... İki omuzu, korseyle tutturulan Gökhan Zan için "Hocam, bu çocuk turnuvayı çıkaramaz" uyarısını yapmamış mıdır? Daha ilk maçta Gökhan Zan'dan, faydalanma ümitleri suya düşmemiş midir? Emre Belözoğlu'nun sakatlığı daha önceden belli değil miydi? Nerede Emre şimdi? Portekiz karşılaşmasına Ardasız çıktığında Fatih Terim'e, "Yapma hocam, etme hocam" diyen bu basın değil miydi? Bugün Arda, şampiyonanın en değerli oyuncuları arasında değil mi? Kim ısrar etti Arda'nın kadroda olması için... *** Hamit'in sağ kanat savunuculuğunda bozuk para gibi harcandığını söyleyen o basın, ısrarında haksız mıydı? Çekleri deviren 3 golün pasını veren Hamit, sağ bekten kurtulduğunda, nasıl da verimli oldu, bunu dünya görmedi mi? Terim'in "Hesap sormak için" can attığı o medya, kendisinin yanlışını söylediği için suç işlemişse, bu suça hepimiz ortağız... Çünkü doğruları tek kişinin görmesi mümkün değildir... Terim'i; kabul etmek istemese de, yanlışından döndüren bu medya, idam sehpası değil "kupa platformu" hazırlamıştır genelde... Ama aramızda cellat yok demiyoruz biz... Bazen onlar bile lazım insana... Çünkü, kızdığınız insanları pes ettirmek için, düşünce rotanızı ister istemez değiştiriyor ve bazen doğruyu da bulabiliyorsunuz... *** Terim'in bir gün önce, "Bu mutlu anı yaşamayı deneyin" sözleriyle, ince ayar yaptığı medyayı, bir gün sonra alaycı üslubu ile sehpa kurucu olarak nitelemesi, ne kadar yanlış ve şanssız bir değerlendirmeydi... Çünkü o medya, her ne kadar futbolcusuna sahip çıksa da, bilhassa Çek maçında, kulübeden saha içine söylenen sözleri (!) duymamazlığa gelip, dile getirmeyerek, bir olgunluk göstermiştir... O medya; hani Terim'in genelde hesap soracağı medya, bazen "sağır - dilsizi" oynamayı da bilir... Çünkü süzgeçten geçirilmesi gereken, dedikodusu yapılmaması gereken etik duyguları, iyi bilir bu medya... O medya, Çeklerin dünya çapındaki kalecisinin hatalarıyla gelen çeyrek finali, bizim üstün futbolumuzla karıştırmayarak da, bir olgunluk göstermemiş midir? En mutlu günümüzde, konuştuğumuz gündeme bakınız... Elinde her imkanı olmasına rağmen, "şimdi yeri değil" diyerek, bazı haksız eleştirilerin muhatabı olan o medya, gerekirse idam sehpasına çıkmaya da hazır olur... Sayın Terim'in, kendi işine bakıp, medyayı alaya alacak, genelleme yaparak hesap sorulacak bir makam olarak görmesine, şimdilik milli takımın başarı grafiğini yükseltmesi için sesini çıkarmayan o medya, yarın yine birkaç isim haricinde suskun kalacaktır... Çünkü Avrupa Şampiyonası Finalleri'nde, şimdi bile, istenilen başarı fazlasıyla alınmıştır... Biz ancak bu başarıya şapka çıkarırız... İdam sehpası hazırlamak bizim işimiz değildir... Anlaştık mı Sayın Hocam...