Kırmızı kalem!

A -
A +

Kırmızı kalem! Sevgiyi bir kalemde silemezsiniz yüreklerden... Ateşin bacayı sarması gibi, büyür bu tatlı illet... Uykularınız kaçar, gözünüzün önünde bir perde gibi, yavuklusu olduğunuz aşkın gölgesi dolaşır hep... Yuttuğunuz her lokmada, soluduğunuz her nefeste, vücudunuzun her zerresine, aşkın virüsü girer yavaş yavaş... Sevgi oldu mu, herkes bir Ferhat, herkes bir Şirin olur... Sevgi birleştirir... Sevgi hissettirir... Sevgi nefreti sınırlarına sokmaz... *** Bir zamanlar tek oy farkla kazandığı seçim sonrası hayat çizgisi değişen bir başkanın, milyonları kucaklamak için açtığı kolları, şimdi onları kendinden uzaklaştırmak için kalkan oluyor kendine... Beğendiği eli sıkan, beğendiğiyle kucaklaşan birisi, şimdi kendi dostlarını da kaybetmenin hırçınlığıyla ve camiadan aldığı güçle, kasıp kavuruyor etrafı... En yakınlarına bile sırt çeviren, kader birliği yaptıklarını bir çırpıda silen, tesisleşmenin arkasına sığınıp, bağırıp çağıran bir başkan, şimdi yanına alıp sindirdikleri ile, koskoca bir F.Bahçe'yi idare ediyor... Takıma lâfımız yok... Allah var, bu sene şampiyonluğu "anasının ak sütü" gibi hak ediyor F.Bahçe... 10 teknik direktör kovduktan sonra başarıyı yakalayan, döneminde ezeli rakibi G.Saray'ın "dünya takımı" olmasına seyirci kalan bir başkan, şimdi, kimseleri "takmadan" bir "imparatorluk" kurma telâşında... *** Onun, tesislerde kalecisi linç edilirken takındığı sessiz tavır, henüz unutulmadı... İkide bir "geri zekâlılar" yakıştırması yaptığı basına, şimdi taviz vermeden, adeta "itekleyip, kakalayarak" sırt çeviren bir başkan, işini yoluna koyduktan sonraki vefasızlığıyla, 2007'nin yatırımlarını hızlandırıyor... Çünkü ona göre 2007'de, F.Bahçe ismi, tüm branşlarda zirvede olmalı mutlaka... Tabii ona göre... Samsun'da otel odasına kadar girdiği gazeteciyi, onlarca basın mensubunun bakışları önünde azarlayıp sindirmeye çalışan bir başkan, Paris'e kadar ailece gittiği sevgili arkadaşı ile bile dargın artık... Onun dostu, yanındaki bir kaç "başüstüneciden" başkası değil şimdi... Bir zamanlar, askere bile eliyle teslim ettiği spor müdürleri, görevden alınmaması için genel yönetmenlere ricada bulunduğu isimler de yok yanında... "Sevginin" değil "şerrin" kaçırdığı insanlar, çoğalıyor ağır ağır... *** Antalya Lara'da bir "Fenerium" mağazasının izdiham yaşanan açılışında, yüreği F.Bahçe aşkıyla yanan, genç kızlığının en büyük sevgisini sarı - lacivertli renklere veren bir bayan, başkanın yanına yaklaşıp, ömür boyu saklayacağı imzalı bir forma için ricada bulunuyor... Elindeki "kırmızı kalemi" uzatıyor sevgili başkanına... "Şu formayı imzalar mısınız?" diye yalvaran bir eda ile gözlerinin içine bakıyor başkanının... O da ne? O sayın başkan "Ben kırmızı kalemle imza atmam" diye gönül koyuyor o genç kıza... Kırmızı kalemmiş... Yâni ezeli rakibi G.Saray'ı hatırlattığı için almıyor eline o kalemi... Ama o ezeli rakibinin başkanını, peşinden sürükleyip, aynı davalara koştururken elini sıkıyor... Sonunda o genç kız "lâcivert" kalem bulup geliyor ve formasına attırıyor imzayı... Vayy... Vayy... Vayy... 21. yüzyılda, bir başkanın düşüncesine bakınız... *** Oysa o "kırmızı" bizim bayrağımızın al rengi... Şehitlerin kanla suladıkları bu vatan toprağının en anlamlı rengi... "Kırmızı" diye kalemi eline almayan, acaba "kırmızı" diye bayrağımıza da mı el sürmez ki? Yüreğinde sevgi eksildikçe, daha bir başkalaşım dönemine giren, kırıcı olmak için adeta çırpınan bir başkan, ne yapsa, ne etse, sarı - lâcivertlilerin başkanıdır... O "Kırmızı istemem" dedikçe, F.Bahçe sevgisini kalbine işlemişler, gider "lâcivert" rengi bulur getirir... Ama geriye gelmeyecek tek şey; sevgilerine karşılık görmedikleri aşklarıdır... İnsanlar, bin defa değil, bir defa aşık olur... O kutsal aşkı "nefrete" dönüştürmek isteyenler, bir gün "sevgisizlik çemberinde" kalırsa, o zaman değil "kırmızı" kalem, "kurşun" kaleme bile itiraz etmezler...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.